Dosya


28 Aralık 2021

Yazar: Ensar Karagöz* İnsanı tarif etmek için kullanılan bir tabirdir mecmû‘-i âlem terkibi. Bilgi ve iletişim ise kâinatın zübdesi olan insanı diğer bütün varlıklardan ayırt eden aklın en tabii ürünleridir. İnsanın mevcudiyetinin iptidasından günümüze kadar değişik şekillere bürünmüş iletişim olgusu; mektup, telgraf, telefon, radyo, televizyon ve en nihayet internetle birlikte gelişmiş ve farklı bir hâl…

28 Aralık 2021

Yazar: Yalçın Çetinkaya* Bir bilgiyi veya haberi iletmek… Bilgi ve haber alışverişinde bulunmak insanlık tarihi kadar eskidir. İletim ve iletişim, insanlığın en önemli ihtiyaçlarından biridir çünkü. Birlikte yaşama kültürü, gelişme, ilerleme, birbirini anlama iletişim ile mümkündür. İletim ve iletişimin birbirlerinden farklı amaç ve muhteviyata sahip eylemler olduğunu düşünüyorum. Bazı iletişim bilimcilerin yaptığı iletişim tanımları, bu…

28 Aralık 2021

Yazar: Muhammed Bedirhan* Yıllar önce izlediğim fakat ismini hatırlayamadığım bir filmde “Eğer Tanrı’yla konuşuyorsan bu normaldir. Buna ‘dua’ derler. Eğer Tanrı’nın seninle konuştuğunu söylüyorsan o zaman ya peygambersin ya da şizofren…” şeklinde bir replik geçiyordu. Bu replik insanın Tanrı ile irtibat macerasının âdeta kabataslak bir özeti gibidir. Zira Tanrı’yla irtibat denilince insanın aklına ya dua…

28 Aralık 2021

KONUŞ BENİMLE Yazar: Nigel Warburton* 1913’te filozof Ludwig Wittgenstein, Cambridge’teki meşguliyetlerden ve dikkat dağıtan şeylerden kaçarak Norveç’te bir münzevi hayatı yaşamaya başladı.1Bu makalenin aslı Aeon’da yayınlanmıştır: https://aeon.co/essays/without-conversation-philosophy-is-just-dogma Orada kendisini tanıyan yoktu ve bu sayede mantık üzerine çalışmalarına odaklanabiliyordu. İşe yaradı da. Bergen şehrinin 200 mil kuzeyindeki uzak bir köy olan Skjolden’de bir süre postane yöneticisinin…

28 Aralık 2021

Yazar: Ekrem Demirli “Allah’ın bizden bir muradı var, bir de bizimle gerçekleşebilecek bir muradı var: Bizden olan muradına baktık, bizimle neyi murat ettiğini unuttuk.” İmam Ca’fer es-Sâdık   Bilgi imkânlarının günden güne artmasıyla birlikte insanlar dünyanın mevcut sorunları kadar istikbalde karşılaşabileceği sorunlar üzerinde akıl yürütmeye daha teşne olmuş, herhangi bir şekilde çözümün parçası olamayacak kimseler…

01 Aralık 2021

Yazar: Ahmet Murat Özel  Yunus Emre, her ne kadar Osmanlı şiir kamusu tarafından yeterince önemsenmiş görünmese de, tasavvufi muhitlerde ve popüler dindarlığın çeşitli tezahürlerinde görüldüğü gibi, sevgiyle ve ilgiyle benimsenmişti. Bu, Yunus Emre’nin şiirinin, dilsel ve edebî niteliklerine dikkat çekmeye gerek duymayan bir benimsemeydi. Yunus, dervişler ve halk nezdinde, başka her şeyden önce bir tasavvuf…

19 Ekim 2021

Yazar: M. Hakan Alvan Osmanlı padişahları şehzadeliklerinden itibaren hayatlarının her döneminde; özellikle şiir ve musikiyi daima baş tacı ettiler. Bu nedenle Osmanlı padişahlarının hemen hepsinin başarılı birer şair veya musikişinas olmasına şaşmamalıdır. Dîvân’ı olup olmadığı meçhulse de şair Osmanlı padişahlarının ilki Sultan II. Murad (v. 1451) diye bilinir. Şiirlerinde Murâdî mahlasını kullanmıştır. Klasik Türk şiiri…

19 Ekim 2021

Yazar: Abdullah Uğur* Bugün Yunus Emre’nin son dönem Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde nasıl algılandığını yahut bu algının nasıl yaratıldığını takip etmek mümkündür. Buna mukabil Yunus Emre’nin Osmanlı toplumu tarafından nasıl algılandığına dair elimizde herhangi bir çalışma bulunmaz. Bu yönde bir çalışmanın bulunmaması Cumhuriyet sonrası için Yunus Emre’yi hem bir keşif hem de isteyenin istediği yöne…

19 Ekim 2021

Yazar: İsmail Güleç* Yunus Emre’yi anmak deyince akla iki şey geliyor. İlki, muhabbetle ve takdirle hatırlamak, ikincisi gençlerimize Yunus’u öğretmek. Bir üçüncüsünü de ben ilave edeyim: Yapıp ettikleriyle Yunus’un kim olduğunu öğrenmek, onu tanımak. O zaman şu soruyu sorabiliriz: Yunus Emre’yi tanımak ve anlamak için ne yapmalıyız? Bu soruya verilecek cevap, anlamak isteyenlerin durumuna göre…

19 Ekim 2021

Yazar: Yalçın Çetinkaya Yunus Emre’nin şiirlerini yüzyıllardır hafızalara kazıyan, hayatın içerisine bu denli yerleştiren, dillerde dolaştıran sebeplerden bir tanesi; her beytin, her kelimenin, her ifadenin her hâlde insanın fıtratına işlenmiş “ilahi” vasıflara dokunuyor ve harekete geçiriyor olması ve böylece okuyan herkeste bir karşılık bulmasıdır. Bektaşi geleneği ile birlikte bazı mutasavvıflar Yunus’un “ümmi” olduğundan bahseder. 700…