Dosya
Yazar: E. Burak Şaman* Duyularımız olmasaydı dildeki sıfatlarımız da olmayacaktı, benzetmelerimiz de. Fuzûlî’nin Leylâ ve Mecnûn mesnevisinde Leylâ’nın saçlarının kıvrılarak hazin Mecnûn’un boynuna zincir olarak vurulduğunu okuyamayacaktık.1 1 “Ey neş’et-i hüsni aşka te’sîr kılan Aşkıyla binâ-yı kevni ta’mîr kılan Leylî ser-i zülfini girih-gîr kılan Mecnûn-ı hazîn boynına zencîr kılan” Bkz. Fuzûlî, Leylî ve Mecnûn, haz….
Yazar: Vedat Ozan Paçuli, nane ile akraba bir bitki. Çalı şeklinde büyüyor, uçuk pembe renkli çiçekler açıyor. Asya’nın tropik iklimi haiz bölgelerinde, en çok da Endonezya’da yetişiyor. Nemli, doğrudan güneş ışığı almayan sıcak iklimi bulduğunda bayağı bir serpiliyor ama serpiliyor demem göz korkutmasın, taş çatlasın bir metre civarı bir yüksekliğe erişebiliyor. Susuz kaldığında biraz direnip…
Yazar: Richard Kearney* Dokunma sadece zıddı ile yani dokunulmaz ile karşılaştığında en bariz hâlini alır. 2020 başında patlak veren koronavirüsün dayattığı sosyal mesafe koşulları, dokunmanın yaşamlarımızda ne kadar merkezî bir role sahip olduğunu bize aniden hatırlattı. Fiziksel temas yoluyla bulaşma riski, birbirimize dokunacağımız buluşmalarımızı yasaklamadı ama en aza indirdi, çünkü herkes görünmez virüsün potansiyel bir…
Yazar: Ekrem Demirli Büyük sufi-metafizikçi Abdülganî en-Nablusî “mevcudun (var olan diye kendini dayatan)” duyuları istila eden mutlakiyetine mukabil varlığı kendinde şey (nefsü’l-emr) olarak idrak yolundaki cehdi nefs terbiyesinin temel sorunsalı sayarak tasavvufun amacını ortaya koymuştu. Duyularımız mevcut ile onun sonsuz görünümleri tarafından istila edilir, onun dışında gerçekliği görebileceğimiz bir alan bırakmaz. Hakiki anlamıyla düşünmek veya…
Yazar: Ali Benli* Sevgi kalpte durmaz, taşar, gâh gözyaşı olup çağlar; gâh dile gelir, harf olur, hece olur ve lafız kalıplarına dökülür. Dert ağlatır, aşk söyletir. Her milletin kendi zevk ve tabiatına göre bir biçim alır. Âdemoğlunun bu ortak duygusu bazen ödünç alıp verilen ortak kelimelerde kendisine hayat bulur. Aşk olur, muhabbet olur, sevgi olur,…
Yazar: Vahdet İşsevenler* İnsanı tarif ederken onun faziletine odaklanıyoruz: İnsanın akıl sahibi olduğundan bahsediyoruz. Beşerî ilişkilerimizin zemininde de bu varsayımımız yer alıyor. İnsan akıl sahibi olmak münasebetiyle sorumludur; yol açtığı zararları telafi etmelidir. Modern ceza hukuku bu bağlamda kişisel sorumluluğu esas alır. Aklı başında olmadığı takdirde kişiyi cezalandırmaz. Kendi rızası dışında aklı başını terk ettiyse,…
“Ben yalnızca O’na muhabbetimden ve duyduğum şevkten ötürü ibadet ettim.” Râbia el-Adeviyye “Muhabbet bu topluluğun izi (alâmet), yolun göstergesi (unvân) ve [Allah ile kul arasındaki] bağın (nisbet) düğümlenme yeridir.” Abdullah el-Ensârî el-Herevî Yazar: M. Nedim Tan* 1. Müslüman bilincin kökeni ilahi hitabı duymak, hareket noktası ise Hz. Peygamber’e uymaktır. Amacın yüceliği ve kuşatıcılığı, yöneldikçe derinlik…
11 Başlık rast makamındaki Tahir Karagöz ilahisinden alınmadır: “Sevgi baht olmuş ezelden bize/ Sizde bir türlü, bizde bir türlü/ Alaca düşmüş gördüğümüze/ Sizde bir türlü bizde bir türlü”. Yazar: Mehmet Demirci Sevgi yaratılıştan getirdiğimiz en güçlü duygulardan biridir. Kubbealtı Lugati’nde şöyle tarif edilir: “Sevgi; İnsanı karşılık beklemeden yakın ilgi, dostluk, şefkat, bağlılık göstermeye yönelten ve…
„Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. (…) Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı (…) Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her…
Yazar: Eşref Altaş Sevgi (muhabbet) söz konusu olduğunda tartışılan bir yığın soru vardır. Sevgi nedir? Sevginin varlık yapısı nedir? Tabii nesneler ve bitkilerin sevdiğinden söz edebilir miyiz? Hayvani arzu ve insani istek arasında bir fark var mıdır? Allah’ın kullarını sevmesi ne anlama gelmektedir? Günlük dilde farklı varlıklara duygusal meylimizi arzu, irade, rıza, istek, dostluk, hoşnutluk,…