Dosya

Yazar: Veysel Kaya* Cenâb-ı Hakkın Fahr-i Kâinât’a vahyini indirdiği lisanda varlık (vücûd) iki anlama gelir: Bir, realitede gerçekleşme ve mevcut olma (isbât / husûl / enniyye); iki, idrak etme ve algılama (vücûd hissî-vücûd aklî). Biri var olmayı biri de ona ilişkin algıyı ifade eden bu iki anlam, araştırmayı (bahs) temel alan yöntemde birbirinden ayrı görülebilir;…

Yazar: M. Michela Sassi* Fizyolojik açıdan baktığımızda, Antik Yunanların duyuları da tıpkı bizimki gibi işliyordu. Aslında, modern bilim, insan türünün kökeninden bu yana, bize duyumun fizyolojisinin zaman ve mekânda değişmeden kaldığını taahhüt eder. Bununla birlikte, algısal süreçlerin mekanizmaları evrensel olsa da duyularımızı kullanma şeklimiz öyle değildir. Dünyadaki şeylere verdiğimiz anlamlar büyük ölçüde duyular yoluyla bize…

Yazar: Yunus Cengiz* Duyumsamanın iki yüzü vardır: Biri fizikseldir, zihnin dışındadır; maddi bir olay olarak nesneye yöneliktir. Diğeri ise zihinseldir ve nefsani bir hareket olarak özneye yöneliktir. Bu iki yüz o kadar iç içedir ki onlar sahici olarak ayrıştırılamaz bir biçimde birdendir.11 Gilles Deleuze, Francis Bacon Duyumsamanın Mantığı, çev. Can Batukan, Norgunk Yayınları, İstanbul, 2009,…

Yazar: Mayanthi L. Fernando*11 Bu makalenin İngilizce versiyonu ilk olarak, Courtney Bender ve Nancy Levene’in küratörlüğünü yaptığı “Is this all there is?” (Her şey bu kadar mı?) projesinin bir parçası olarak, Sosyal Bilimler Araştırma Konseyi’nin (SSRC) bir forumu olan The Immanent Frame’de … Continue reading Kedim Hoppy ölene kadar hayaletler hakkında pek düşünmemiştim. Diğer birçok kedi…

Yazar: Keith A. Wilson* Gözlerinizi kapatın ve sonra parmağınızla burnunuzun ucuna dokunun. Basit, değil mi? Ama bunu nasıl yaptınız? Bilhassa, beş duyunun hangilerini kullandınız? Dokunma tabii ki devreye giriyor ancak sadece parmak ucunuzun burnunuzla temas ettiğini hissettiğinizde. Bunun öncesinde iç-algı [proprioception] diye bilinen ilave bir duyu kullanıyordunuz. Kaslarınızın içindeki özel alıcılar, siz göremeseniz bile ve…

Yazar: Rıdvan Şentürk* Teleskobun, mikroskobun, röntgenin, fotoğraf makinesi ve nihayet kameranın keşfi, beraberinde getirdiği yeni mekân anlayışı ve algılama biçimleriyle, gelecekte mekânı çevresinden soyutlayarak küçük etki alanlarına bölümlemekle kalınmayacağının, aynı zamanda bakışın bütünlüğünün de mikrolojik parçalara bölüneceğinin habercisiydi. Merkezi, hiyerarşik bir düzen içinde inşa edilen klasik ontolojinin geçerliğini yitirdiği modernleşme sürecinde, insanın ve dünyanın evrendeki…

Yazar: Klaus Voswinckel* Duyular bize hediyedir. Onları hemen doğrudan kullanmamız için değil, onlar sayesinde bizim için açılan dünyada onları geliştirmek için bize verilmiştir. Yavaş yavaş ama gitgide daha açıkça farkına vardığımız harika bir şey varsa, o da duyulardır. Kendileri aracılığıyla şeyleri ve bizzat kendimizi ayırt etmeyi öğrendiğimiz mucizevi şeyler, tuhaf araçlar, organoi’ler varsa, onlar da…

Yazar: E. Burak Şaman* Duyularımız olmasaydı dildeki sıfatlarımız da olmayacaktı, benzetmelerimiz de. Fuzûlî’nin Leylâ ve Mecnûn mesnevisinde Leylâ’nın saçlarının kıvrılarak hazin Mecnûn’un boynuna zincir olarak vurulduğunu okuyamayacaktık.1 1 “Ey neş’et-i hüsni aşka te’sîr kılan Aşkıyla binâ-yı kevni ta’mîr kılan Leylî ser-i zülfini girih-gîr kılan Mecnûn-ı hazîn boynına zencîr kılan” Bkz. Fuzûlî, Leylî ve Mecnûn, haz….

Yazar: Vedat Ozan Paçuli, nane ile akraba bir bitki. Çalı şeklinde büyüyor, uçuk pembe renkli çiçekler açıyor. Asya’nın tropik iklimi haiz bölgelerinde, en çok da Endonezya’da yetişiyor. Nemli, doğrudan güneş ışığı almayan sıcak iklimi bulduğunda bayağı bir serpiliyor ama serpiliyor demem göz korkutmasın, taş çatlasın bir metre civarı bir yüksekliğe erişebiliyor. Susuz kaldığında biraz direnip…

Yazar: Richard Kearney* Dokunma sadece zıddı ile yani dokunulmaz ile karşılaştığında en bariz hâlini alır. 2020 başında patlak veren koronavirüsün dayattığı sosyal mesafe koşulları, dokunmanın yaşamlarımızda ne kadar merkezî bir role sahip olduğunu bize aniden hatırlattı. Fiziksel temas yoluyla bulaşma riski, birbirimize dokunacağımız buluşmalarımızı yasaklamadı ama en aza indirdi, çünkü herkes görünmez virüsün potansiyel bir…