Dosya

Yazar: Asım Cüneyd Köksal Fıkıh fiillerin hem dünyevi hem uhrevi sonuçlarının aynı bağlamda ifade edildiği bir normatif düzenin ilmidir. Fıkıh fiillerin hem uhrevi (vacib, mendub, mübah, mekruh, haram) hem de dünyevi (sıhhat, fesad, butlan, nefaz, lüzum) hükümlerini belirler. Fiillerin dünyevi ve uhrevi hükümlerini belirlediği gibi, bunların hüsn ve kubh ile alakalarını ortaya koymak suretiyle iyi…

Yazar: Muhammed Bedirhan Bazı tasavvuf terimlerini incelemek ve onlar hakkında yazı yazmak, terimlerin kapsamları, etkileşim alanlarındaki genişlik ve bazen de terimin hem negatif hem pozitif yoruma sahip olması gibi paradokslu yapısı dolayısıyla çok kolay değildir. Buna bir de tasavvufun bilgi ve varlık anlayışının iç içe geçmiş örgüsü de eklendiğinde durum epeyce karmaşıklaşır. Tasavvuf kavramları arasında…

Yazar: V. Metin Demir Modern felsefede epistemolojinin merkezî bir konum edinmesinden itibaren zihnin nasıl işlediğine dair teoriler felsefenin başat konusu hâline gelmiştir. Descartes’ın zihnin doğası ve ruhun yapısına dair öncü görüşlerini, Leibniz ve Spinoza devam ettirmiş, devamında Hume, Locke ve Berkeley bu görüşlere karşı çıkmıştır fakat temel tartışma hep zihnin işleme biçimi etrafında dönmüştür. Psikolojinin…

Yazar: Atila Ataman Kabaca toparlanacak olursa, poetik şuur evreni sürekli müzikal dizelere tercüme etme istenciyken romanesk bilinç insanları sürekli yüzeysel psikolojilerine tahvil etme eğilimidir. Yani, buna göre, Dante bir vahiy ya da ilahiyken Dostoyevski bir çukur ya da çamurdur. Ve Cervantes’in öyküsü poetik şuur ve romanesk bilinç arasındaki karşılaşmayı, bu ikisi arasındaki kavşağı temsil ettiği…

Yazar: Kaan Özkan Bilinç problemi, örtük ya da açık, zihin felsefesi çalışmalarını çok erken dönemlerden itibaren meşgul eden başlıca problemlerdendir. Öte yandan, alanın modellemeye biraz daha yatkın konularındaki görece açıklığın bilinç söz konusu olduğunda yerini bir bulanıklığa bıraktığını söylemek yanlış olmaz. En azından, meseleyi tartışırken hissedilen rahatlık konusunda bunu görmek mümkün. Örneğin algı felsefesi çerçevesindeki…

Yazar: Eyüp Süzgün Bir insani etkinlik olarak felsefe yapmak üzerine çok basit ve açık bir soruyla başlayalım: Bilinçli olmadan bir insan felsefe yapabilir mi? Elbette hayır! Demek ki, felsefe yapabilmenin olmazsa olmaz koşulu bilinçli olmaktır. Peki bir beyne sahip olmadan bilinçli olunabilir mi? Elbette hayır! Tek başına bilinç belki felsefe yapmanın zorunlu koşulunu sağlamış olabilir…

Yazar: Sinem Elkatip Hatipoğlu Giriş – Farkındalık Olarak Bilinç Bazı kelimeler neredeyse o kelimeyi kullanan kişi sayısı kadar anlam içerir. Bilinç de bu kelimelerden biridir. “Hasta bilincini kaybetti mi?” “Çok bilinçli bir insan.” “Bilinçaltından geliyor bu korkuların!” Bu örneklerde bilinç kelimesiyle kastedilenler farklıdır ama farkındalık kavramı üzerinden ortak bir payda bulmak mümkündür. Aşağıdaki cümlelerin anlam…

Yazar: Michael Taussig Bisikletle Berlin Tiergarten’in içinden geçiyorum, önümde Britta ve ardımda Thomas. Soğuk ve yağışlı bir kasım günü. Yerde yoğun bir şekilde sararmış yapraklar yatıyor. Öyle orada farklı renk ve şekillerdeki şapkalarımızla dik ama rahat bir şekilde oturduğumuz gibi, insandan ziyade daha çok makinelere benziyoruz, bisikletin kendisi gibi kollardan ve eklemlerden ibaret bir yığın…

Yazarlar: Fabrizio Bigotti & Benjamin Stärr 11 Bu makale, 2019 yılında, Würzburg Üniversitesi’nin İngiliz Dili Programı kapsamında, Alman İdealizmi ve Yaşam Bilimlerinin Gelişimi. Goethe’den Hegel’e Canlı, Sistem ve Süreç konusunda Dr Fabrizio Bigotti’nin verdiği ders dizisinden doğmuştur. Program boyunca verdiği … Continue reading Günümüzde canlı varlıkların evrildiği fikrine alışkınız. Darwin’in Türlerin Kökeni (1859) eserinin bizi tam…

Yazar: Giulio Piatti Yazdığım her şey canlılığa dairdir, en azından öyle olduğunu umuyorum. G. Deleuze, Görüşmeler, 1972-1990 1. Giriş Şayet Gilles Deleuze, felsefesinin canlılığı ilgilendiren köklerini bilahare vurgulama mecburiyeti hissettiyse, buradan hareketle, güncel felsefi tartışmanın onun düşüncesinin canlılığa dair özünü kavrayıp kavramadığı konusunda tamamı ile ikna olmuş olmadığına veya daha ziyade emin olmadığına dair bir…