Dosya
Sunuş: Her medeniyeti, diğer medeniyetlerden farklı ve biricik kılan özellik “bilgi ve (b)ilim”e dair tasavvurlarıdır. Bu tasavvurlar çerçevesinde insan-tabiat-yaratıcı ilişkilerini temellendirir. Bilgi”nin mahiyeti, felsefe tarihinin ilk dönemlerinden beri üzerine düşünülen bu kavram genel olarak “test edilmiş, haklı kılınmış doğru inanç” olarak tanımlanır. Bilgiyi bir inanç tarzı şeklinde sunmak, hem bilginin hem de inancın aynı objelere…
Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsiriyle tanınan son devir din bilginlerinden ve bilgelerinden Elmalılı Muhammed Yazır (d. 1878/Elmalı-Antalya, ö. 1942/Erenköy-İstanbul) Küçük Ayasofya ve Beyazıt medreselerinde dersler aldıktan sonra Osmanlı’da kadı vekilleri yetiştiren Mekteb-i Nüvvâb’ı birincilikle bitirir. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilmiyye şubesine üye olur. Batılı tarzda bir meşrutiyet fikri yerine, çağdaş bilim ve medeniyet birikiminden…
Tasnif ve sınıflandırma uygulamalarının tetkiki, mecazların ve tarihlerinin de bahsini gerektiriyor. Hans Blumenberg’in, bilim ile hayal ve kavram ile mecaz arasındaki ilişkinin yeniden ele alınmasını öneren “Metaforoloji”ye dair tasarısı burada merkezî öneme sahiptir. Bilimin klasik öz anlayışına göre yol mitostan logosa, mecazdan kavrama giderken, Blumenberg bu sıralamayı, dilsel tasviri bir epistemolojik temel şart ve “düşünmenin…
Bilimlerin sınıflandırılmasının, Antik Çağ’dan beri Batı felsefesi tarihinde tartışılan bir konu olduğu görülür. Devlet’in VII. kitabında Platon ideal şehir-devlette yurttaşların eğitiminde yer verilmesi gerekecek “hakiki” bilimlerin ne olduğunu uzun uzun sorgular. Onun sorgulamasından çıkardığı sonuç, elbette ki duyulardan gelen algıların yanıltıcılığından vareste konuları olan matematik, geometri ve astronomi yanı sıra, harmoni ile diyalektiğin öğretilmesi gerektiğidir….
İslam düşüncesindeki ilim tasniflerinin genelde din-felsefe, özelde akıl-vahiy ilişkisi sorununun bir sonucu olduğu görülür. Özellikle akli ve naklî ilimlerin tamamını kapsayan tasnif eserleri, yazarlarının din-felsefe ilişkisi sorununun çözümüne bağlı olarak şekillenmiştir. Din-felsefe ilişkisinin temel sorusu, metafizik bilginin hangi yolla elde edilebileceğidir. Muhtemelen dinî ilimlerin gerek Kur’an ve sünnetle gerekse birbirleriyle ilişkisi hakkında belirgin bir kanaat…
İnzivanın bittiği yerde pazar meydanı başlar ve pazar meydanının başladığı yerde büyük artistlerin gürültüsü ve zehirli sineklerin vızıltısı başlar (…) Arz, yeni değerler inşa edenlerin etrafında döner; görünmeden döner. Fakat halk ve şöhret, artistlerin etrafında döner. Dünyanın gidişi böyledir. Böyle Buyurdu Zerdüşt Pazar yerinin sineklerine dair. Nietzsche’yi Nietzsche yapan zamanının çıkmazlarını iyi okuması ve zamanının…
“Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri. Ta.. ziyaret edişinize kadar kabirleri. Öyle değil, ileride bileceksiniz. Sonra öyle değil, ileride bileceksiniz. Öyle değil, ilmelyakîn bilseniz. Kasem olsun o Cahimi çaresiz göreceksiniz. Sonra kasem olsun onu çaresiz aynelyakîn göreceksiniz. Sonra kasem olsun o gün o naîmden muhakkak sorulacaksınız.” Tekâsür suresi, 102:1-8 Felsefenin Soru(n)larına Gelenekle Bakmak Felsefenin temel sorunları,…
Kadim dinî geleneğimizde akıl, “ilahi hitabı anlamaya yarayan bir âlet” şeklinde tarif edilir. Onun vasıtasıyla mevcudat bilinip tanınır; iyi kötüden, faydalı zararlıdan ayrılır. En önemlisi, bilgiye büyük ölçüde akılla ulaşılır. Bu nedenlerle akıl, şeri delillerden biri olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar dinin hakikatlerini “tek başına” anlamaktan aciz bir kaynak addedilse de, bilhassa naklî delillerin…
Orta Çağ’a kadar beden, nefs ve ruh’tan mürekkep olduğu kabul edilen insan tasavvuru, Kartezyen Düalizmin etkisi ve en feci türden indirgemeci bir yaklaşımla insanın “insan”ı yalnızca beden ve zihinden ibaret bir organizma olarak görmesine yol açmıştır. Oysa kadim devirlerde ortaya konan üç kısımlı bu tasavvur, en zahirî seviyede cismani hakikate, bu seviyenin üzerinde çok sayıda…
“Allah yoluna giren kişinin, bilgelere soracağı ilk şey akıl olsun.” Zünnûn el-Mısrî Bütün bir tasavvuf tarihinin en önemli isimlerinden Zünnûn el-Mısrî, Allah yoluna giren bir kişinin atacağı ilk adımın aklı öğrenmek olduğunu söylediğinde acaba ne kastetmişti? Sufilerin akıl anlayışını ortaya koymaya çalışmak, pek çoğumuz için malumu ilam kabilinden bir uğraş sayılabilir ve bu yargı, konuya…