Dosya
Yapay Zekâ (İng. Artificial Intelligence) bilgisayar biliminin, hedefi, bilgisayarların / programların kendilerine zekâ atfedilebilecek bir biçimde işlemelerini / çıktılar üretmelerini / “davranmalarını” sağlamak üzere programlar geliştirmek olan alt dalının adıdır. Dar kapsamda belirlenmiş görevleri yerine getiren programların yazılması ve uygulamaların geliştirilmesi ile ilgilenir. Geniş kapsamda ve uzun vadede ise akıl sahibi bir özneyi modelleyen, insansı,…
Hicri ikinci yüzyılın başından itibaren bilgi teorisi sorunlarını tartışmaya başlayan kelamcılar özellikle dördüncü yüzyılın ortalarına değin insanın mahiyeti hususunda oldukça farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Fakat bütün farklılıklarına rağmen üç meselede ortak bir kanaate vardılar. Birincisi, nesnelerin zat ve sıfatlardan oluştuğu ve mevcutların ontolojisinin zat-sıfat ayrımı üzerine inşa edilmesi gerektiği görüşüdür. Zat ve sıfat ayrımıyla tahlil…
Bu makalemizde, siz değerli okurları Batı felsefesi tarihinde “akıl” mefhumu ve ardından da “akılcılık” öğretisi ya da akımı civarında bir gezintiye davet edeceğiz. Tıpkı, idea, nedensellik, erdem, özgürlük, adalet mefhumları gibi akıl mefhumunun da Batı felsefesi tarihinde farklı filozoflarca muhtelif biçimlerde içeriklendirildiğine şahit olunur. Bu mefhuma yüklenen anlamlar, her filozofun kendi fikriyatına izafen az çok…
Araplar ve Yahudiler, Sami uluslardan varlıklarını günümüze kadar devam ettiren yegâne iki ulustur. Günümüz dünyasında Arapların 400 milyon, Yahudilerin ise 15 milyon kadar olduğu ifade edilmektedir. Bu iki milletin ilişkileri 1948 yılında İsrail’in kurulmasıyla başlamış gözükse de, aslında tarih öncesi dönemler de dâhil çok uzun bir geçmişe ve boyuta sahiptir. Araplar ve Yahudilerin milattan önceki…
Ömrünün son günlerini Kahire’de geçirdiği düşünülen ve 17. asrın sonunda vefat eden Evliya Çelebi, “hayr duâlar ile yâd edilme”yi dileyip eserine son noktayı koyduğu anda ardında dünyada eşi benzeri olmayan bir eser bırakmış oldu: Seyahatnâme ya da yazarının kendi deyişiyle Târih-i Seyyâh. Seyahatnâme başlığının yaygınlığı kitabın orijinal adını gölgede bıraksa da, Târih-i Seyyâh, yani “gezginin…
İslam tarihindeki dört hadise, yalnız siyasi ve askerî değil, aynı zamanda hukuki sonuçları bakımından da Müslümanlar açısından sıkıntılı ve yer yer travmatik sonuçlar doğurmuştur. Bu hadiseler Sicilya’nın Hristiyan hâkimiyetine girmesi, 1. Haçlı Seferi sonucunda haçlıların Akdeniz’in doğusundaki bazı bölgeleri ele geçirip Müsüman ahaliyi kılıçtan geçirmeleri ve Latin devletleri kurmaları, Moğol istilası sonucunda Müslümanların hâkimiyetindeki bölgelerden…
Postmodern ve postkolonyal bir dünyada çelişkilerin koynunda sürekli değişip dönüşen müze, eleştirmekten kendimizi alamasak da bizi kendisine doğru çekmeye devam ediyor. Kolonyalizmin derin izlerinin silinemediği ancak kültürel mirasın yeniden keşfedilip yorumlandığı, çatışmalı meselelerin yeni paradigmalar çerçevesinde tartışmaya açıldığı bir platforma dönüşen müze, hâkim kültürün çatısı altında farklı kimliklerin temsil edildiği bir “karşılaşma mekânı” olarak da…
Tarih boyunca farklı dil ve kültürlere sahip toplumların etkileşim içerisinde olduğu alanlarda iletişimin/aktarımın sağlanabilmesi için ihtiyaç duyulan en önemli araç çeviri -ya da kadim tabir ile tercüme- idi. Savaşlar nedeniyle yapılan seferler, ulaşım araçlarının gelişmesiyle farklı dil ve kültürlerin birbirlerine yakınlaşması, artan ticari ilişkiler ve büyük ticaret yolları, şehirleşmeyle farklı kültürlerdeki insanların bir arada yaşamaları…
Müslümanlar İspanya’ya ilk defa 711 yılında vardılar ve yarımadadan tamamıyla sürülene kadar (1609-14) dokuz asır boyunca İspanyol kültürüne büyük katkı sağladılar. Endülüs ve İspanya tarihi çalışanların malumudur ki İspanyol kimliğinin ne ihtiva ettiği tartışmasında öne çıkan iki isim vardır: Américo Castro ve Claudio Sánchez Albornoz. Castro İspanyol kimliğinin İslami, İbrani ve İsevi kültürlerinin yoğrulmasıyla ortaya…
19 Mart 1909 – 1 Eylül 1919 tarihleri arası 161 sayı yayınlanıp Cumhuriyet öncesinin en uzun ömürlü ve en geniş yazar kadrosuna sahip süreli yayınlarından biri olan Cerîde-i Sûfiyye dergisinin ilk başyazarı1 Ali Fuâd Efendi, Ayasofya Câmii-i Kebîr’inde mesnevîhân olması hasebiyle hem Hz. Mevlânâ’yı ve fikirlerini iyi bilen, hem de İbnü’l Arabî düşüncesini hususi tetkik…