Dosya

Tarihi gelişimi içinde tezhip sanatı, inişli-çıkışlı bir çizgide, kâh gelişme, kâh gerileme göstermiştir. Bu sanat, başarılı yıllarını her zaman devam ettirememiş, zaman zaman kayıplara da uğramıştır. Gelenekli sanatlarımız içinde önemli bir yere sahip olan tezhip, altın çağını Sultan II. Bayezid (1481-1512), Yavuz Sultan Selim (1512-1520), Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566), Sultan II. Selim (1566-1574) ve Sultan…

Ebruculuk, kâğıt bezeme hünerleri arasında, taşıdığı renk ve şekil câzibesinin yanısıra, netice alınmasındaki hızı îtibâriyle benzeri olmayan bir sanat dalıdır. Eldeki verilere bakılırsa, ebre adıyla anıldığı Orta Asya’dan Hindistan’a, oradan da İran yoluyla Osmanlı topraklarına ebrî (bulutumsu) ismini alarak intikal ettiği görülür. Bunun sebebi, teknede hâsıl olan buluta benzer kümelerdir. Yüzünü ancak XVI. asırda İstanbul’a…

Amerikalılar… gerçekten göçebeler. Ayakkabı değiştirir gibi meslek değiştiriyorlar; yirmi yıllık evler inşa edip o evlerde yirmi yıl bile oturmuyorlar. Öyle ki artık belirli bir muhit onlar için yuva anlamı taşımıyor. Kargaşanın burada bu denli yayılması boşuna değil. Bertolt Brecht, 1941 Sabah Ülkesi çok önemli bir soru soruyor: “Birleşik Devletler günümüzdeki son kozmopolit imparatorluk mu? Onu…

İslam tarihsel olarak kozmopolittir. İslam tarihi ne barışın zirvesi ne de küresel medyanın yalan yanlış söylediği gibi bir tehdittir; o, insanlığın yazgısında kozmopolit bir gücü ortaya çıkarmaktadır. İslam, tevhid (birlik) ve dinî çeşitlilik arasında Endonezya’dan batı Afrika’ya çeşitli gelenekleri içinde barındırır. İmparatorluğun birliğinin ideal olarak ilahî birliği de yansıtması gerekmektedir; Muhammed peygamberin ölümü ise (M.S….

Bilim insanları kozmopolitlik düşüncesinin antik ve modern dönemlerde, bariz bir şekilde Batı’da doğup gelişmiş olduğuna odaklanma eğiliminde olsa da İslam ve kozmopolitizmin tarihi birbiriyle gerçek manada iç içe geçmiştir. Yunanca kozmopolites kavramı, M.Ö. 3. asırda Diyojen ile birlikte ortaya çıktığında (Diyojen, kendisine “Nerelisin?” diye sorulduğunda “Ben dünya vatandaşıyım!” demişti) hiçbir millete ya da politik sisteme…

Son yıllarda yapılan tercüme çalışmaları özellikle Osmanlı’nın son dönemlerindeki Kudüs’e ışık tutmaya başladı. Profesör Roberto Mazza’nın, dinlerarası ahenge sahip bir ütopya toplumu olarak değil de “kayıp sesler” olarak tanımladığı bu kaynaklar, şimdilerde birbiriyle rekabet hâlindeki ulusal taleplerle yarılmış üç dinli bir şehre kozmopolit bir bakış sunuyor. Büyük usta Edward Said’in de içinde olduğu bazıları –millet…

Osmanlı Devleti’nin kozmopolit olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, farklılıkların hangi ölçüde hayat hakkı bulduğu ve ne denli özgürce ifade edilebildiği, sosyal ve siyasal alanda söz sahibi olma açısından farklı din ve etnik unsurların durumu, kısacası Osmanlı Devleti’nde kozmopolit bir ortam mevcutsa sınırlarının neler olduğu sıkça tartışılan konular arasındadır. Bir felsefi düşünüş tarzı olarak eski Yunan’da ortaya çıkan…

Osmanlı İmparatorluğu hiç şüphe yok ki 15. ve 20. yüzyıllar arasında hem Avrupa hem de dünya tarihinde önemli roller oynayan bir siyasi teşekkül. Emperyal güçlerin dağılmasının artık nerede ise kaçınılmaz olarak addedildiği 20. yüzyılın başında Osmanlılar da Romanofların Rusyası, Habsburgların Avusturya-Macaristan’ı gibi dağılmaktan kurtulamadı. İmparatorluğun 17. yüzyıldan itibaren Batı’daki gelişmelerin de etkisiyle hızla kan kaybettiği…

Hangi Avrupa, Hangi Antik Dönem? Dinî çoğulculuk ve dinî çatışmalar modern zamanların buluşları değildir. Aynı şey kültürel ve dilsel çoğulculuk, göç ve kozmopolitizm için de geçerlidir. Ama hep aynı olan olguları incelemek tarihe bakışı enteresan kılmaz. Enteresan olan bu fenomenlerin farklı formları, bağlamları, gelişmeleri ve sonuçlarıdır. Avrupa tarihi için bu bağlamda Antik döneme bakmak gerekir:…

1889 yılında yayımlanan ve Türkçeye (Şehir Mimarîsi adı ile 1926 yılında) Celal Esad Arseven tarafından tercüme edilen, Avusturyalı Camillo Sitte’nin (1843-1903) Türk ve Cumhuriyet dönemi şehirciliğini anlatan önemli eserlerden biri olan ve başlığında “Şehirleri İnşa Etme Sanatı” ibaresi geçen esere, Cumhuriyetin kurucuları genellikle yeterince önem vermemişlerdir. 19. yüzyılın başından itibaren bulunulan girişimleri müteakiben, Cumhuriyet yöneticileri…