Felsefe


10 Ekim 2019

Yazar: Antony F. Shaker Uluslararası ilişkilerdeki tektonik yön değişimi, köhneleşmiş uluslar hiyerarşisi siyasetinin ve bunu sürdüre gelen Avrupa merkezci mitlerin ötesine bakmak için eşsiz bir fırsat sunuyor bize. Tarihin bir anomalisi olarak Batı’nın dünya üzerindeki hâkimiyeti toplamda yaklaşık bir buçuk asır sürdü ve tarihteki en kısa emperyal girişimlerden biri olarak kendi yolunu izledi. Bu girişim…

07 Ekim 2019

Yazar: Ekrem Demirli Suret söz kande buldu Kaçan söz ıssı oldu Surete kendi geldi Dil hikmetin yoludur Yunus Emre Giriş İnsanın düşünme-konuşma üzerinden tanımını yapmak felsefenin hareket noktasıdır. Bir yandan insanı dille ilişkisiyle tarife kalkarken aynı zamanda düşünmenin önündeki en büyük engelin dilden kaynaklanan sorunlar olduğunu biliriz. Bu durumda insan hem dile muhtaçtır hem de…

28 Haziran 2019

Ekrem Demirli Peygamberliği ispat eden mucizeler toplumların başat değerleri ve başarı çıtalarıyla irtibatlı hadiseler şeklinde ortaya çıkar. Bir toplumda kehanet veya sihir mi gelişmiş, mucize o alanda insanın âcizliğini gösterecektir: İnsanın yaptığı/ürettiği sahte (sihir) ve yanılsama iken mucize sahtenin taklit ettiği hakikattir. Mucize insanların yapıp ettiklerinin gerçek başarı ve necat vesilesi değil, dünyevi iktidardan öte…

16 Nisan 2019

Yazar: Maurizio Ferraris Komünizm Tahakkuk Etti Ben çocukken insanlar, kapitalizmin kendi çelişkilerinin ağırlığıyla ve komünizmin pek yakında çıkıp gelişiyle çökmek üzere olduğundan söz edip duruyordu. Sürekli tekrarlanan bu ilan mesihçi ve biraz da sıkıcıydı, buna ilaveten sağ hükümetler bizleri Bolşeviklerden korumaları için desteklenerek meşrulaştırılıyordu. 1989’dan sonra hikâye değişti; kapitalizm kazanmıştı ve bir zaferin ardından başka…

12 Nisan 2019

Yazar: Nicolas de Warren Fenomenolojik felsefe birçok tarzda anlaşılabilir; yöntem, fikir, yaklaşım veya hareket olarak. Husserl’in kurucu ilk adımına dönersek, her ne kadar onun bu yeni, transandantal bilime varmaya yönelik yorulma nedir bilmez çabasında tüm bu mefhumlar ortaklaşa düzenlenmiş olsa da, en temel biçimiyle fenomenoloji her şeyden önce bir yenileme girişimidir. Bu yenileme güdüsü Husserl’in…

05 Nisan 2019

İçinde doğup büyüdüğümüz, yaşadığımız yeri niye kötü unvanlarla yâd ederiz? Başka bir delile gitmeye gerek yok; insanın yeryüzünden şikâyeti ve onunla bir türlü barışamamış olması dünyanın sözlük anlamında dile gelir: Dünya (Arapça) yakın yer ve aşağıda olan demektir. Buradan türetilmiş denaet ise ahlaka mugayir ve insanlık değerleriyle çelişen nahoş davranışların müşterek ismidir. Kurân-ı Kerîm’de “sema-i…

15 Ocak 2019

Graham Harman “Güneşin altında yeni hiçbir şey yok.” dedi Süleyman. Elinin altında onca kadının olduğu hükümdarlık günlerinde bu özdeyiş yerindeydi belki, ama bugün anlamsız bir laf. Kelimelerin özgünce birbirleriyle terkibe sokulmasının bir nihayeti olamaz; bunların özgün fikir terkipleri olması da gerekmez. Edgar Allan Poe Bir zamanlar, Hans-Georg Gadamer’den sonraki tüm kıta Avrupası filozoflarını âdet olduğu…

13 Ocak 2019

Costica Bradatan Bir sufi mürşit, doğduğu yer olan Horasan/Nişabur’dan Bağdat’a yeni vazifesine gelmeden çok önce kendisinin namı buralara ulaşmıştı. Yüksek maneviyatı ve ihsan kavramına getirdiği özgün yorumla muazzam bir şöhreti vardı, ama aynı zamanda onun pek de ortodoks olmayan tarzı da meşhurdu. Bazıları bu mürşit hakkında uçuk söylentiler, biraz taşkınlık kokan şeyler duymuştu, ama onlardan…

11 Ocak 2019

Stephen Kern Zeitgeist kavramı felsefe, edebiyat, sanat ve bilimde olduğu kadar iktisat, sosyal ilişkiler ve siyasette de bütün bir çağın özüne veya ruhuna işaret etmek iddiası taşıması açısından oldukça cüretkâr bir kavramdır. Kültür tarihçileri böylesi Zeitgeist’ları iman çağı, bilim çağı, kapitalizm çağı ya da internet çağı gibi oldukça indirgeyici ve basit terimlerle özdeşleştirmişler, yahut Newton,…

04 Ocak 2019

Hans Ulrich Gumbrecht -1- Gündelik konuşmalardan ziyade felsefi görüşler ve tartışmalar bağlamında “olumsallık” kelimesi, gerçekleşebilecek fakat gerçekleşmek zorunda olmayan gelecek olay veya durumlara işaret eder. Bundan dolayı da zorunlu olarak, şimdiyi geleceğe bağlayan bir bakış açısını talep eder ve gelecekte, zorunluluk ve imkânsızlık arasında bir ufuk durumunu imler. Bu durum, etkileşime giren kişilerin başlangıç durumlarını…