Felsefe

Yazar: Ekrem Demirli Din ile felsefe ve bilim ilişkileri üzerindeki tartışmalar görece verimsiz alanlardan birini teşkil eder. En iyisi hiç okumamak diye akla gelir. Hâlihazırda genişlemeyi sürdüren zengin literatüre bakınca, bu tartışmalar niçin ısrarla sürdürüldü diye şaşırmamak mümkün değil. Kimse pozisyonunu değiştirmeye yanaşmaz, tartışmanın sonucunda yeni bir durum veya yaklaşım ortaya çıkmaz, kimse ötekinin ne…

Yazar: Thomas Metzinger Şu tartışmasız bir gerçektir:11 Bu yazı Gehirn&Geist dergisinin 2006/6 sayısında yayınlanmıştır. Sinirbilim ve bilişselbilim alanındaki hızlı gelişmelerin birçok olumlu yanı vardır. Mesela bu ilerlemeler Batı felsefesinin kendini tanıma ideali gibi klasik hedeflerine yeni katkılar sağlamaktadır. Ayrıca bir zamanlar Immanuel Kant’ın “İnsanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır.” şeklinde…

Yazar: Renaud Barbaras Yaşamdan [vie] bahsetmek, canlılara [vivants] indirgenmediği hâliyle bizzat yaşamdan konuşmak, biyolojinin ayırt edici tezlerinden birini askıya almaktır; bu teze göre, sadece canlılar yani kimyasal oluşumları gereği benzersiz niteliklerle bezenmiş gerçeklikler söz konusu olacağı için yaşamdan bahsetmenin manası yok; bizzat yaşamdan bahsettiğimizde, canlıların yaşam sayesinde canlı olduklarını kabul ederiz, çünkü yaşama sahipler, ya…

Yazar: Michael Naas Platon diyaloglarında hep o meşhur doğrudan sorulan soruyu görürsünüz: “… nedir?” ancak yaşam hakkında asla böyle bir soru sormaz, “Yaşam nedir?” sorusunu doğrudan sorduğu bir tane bile diyalog gösteremezsiniz, ama Platon diyaloglarının hepsi şu ya da bu şekilde bu müstesna soru etrafında döner. Örneğin, Philebus haz meselesini soruşturur, Menon erdemi, Devlet ise…

Yazar: John Russon Tanışmanın merkezinde bir ikirciklik var. Bir taraftan, tanışmanın heyecanı ve enerjisinin çoğu şu olgudan ileri gelir: İnsan, tanımadığı bir kişiyle, farklı bir dünyadan biriyle bir bağlantı kurmayı umar ve bilinmeyen bir toprağa girmeye cüret eder. Buradaki her bir kişi diğeri için bir tür yabancı zemindir; bu zemin, kuşkusuz, kısmen heyecanlandırır, çünkü hayal…

Yazar: Ekrem Demirli Yunus Emre’nin çok bilinen ilahilerinden birisi “sordum sarı çiçeğe” diye başlar. İlahiyi her dinlediğimde Yunus ile bambaşka bir zihin dünyasında yaşadığımızı düşünürüm: Hayatında bir kere bile olsa, bir çiçeğe soru sormuş, “anan-baban var mıdır?” diye onun hâlini merak etmiş kaç kişi vardır? Buna mukabil çiçek “annem babam topraktır” diye cevap vermiş, konuşma…

Yazar: Antony F. Shaker Uluslararası ilişkilerdeki tektonik yön değişimi, köhneleşmiş uluslar hiyerarşisi siyasetinin ve bunu sürdüre gelen Avrupa merkezci mitlerin ötesine bakmak için eşsiz bir fırsat sunuyor bize. Tarihin bir anomalisi olarak Batı’nın dünya üzerindeki hâkimiyeti toplamda yaklaşık bir buçuk asır sürdü ve tarihteki en kısa emperyal girişimlerden biri olarak kendi yolunu izledi. Bu girişim…

Yazar: Ekrem Demirli Suret söz kande buldu Kaçan söz ıssı oldu Surete kendi geldi Dil hikmetin yoludur Yunus Emre Giriş İnsanın düşünme-konuşma üzerinden tanımını yapmak felsefenin hareket noktasıdır. Bir yandan insanı dille ilişkisiyle tarife kalkarken aynı zamanda düşünmenin önündeki en büyük engelin dilden kaynaklanan sorunlar olduğunu biliriz. Bu durumda insan hem dile muhtaçtır hem de…

Ekrem Demirli Peygamberliği ispat eden mucizeler toplumların başat değerleri ve başarı çıtalarıyla irtibatlı hadiseler şeklinde ortaya çıkar. Bir toplumda kehanet veya sihir mi gelişmiş, mucize o alanda insanın âcizliğini gösterecektir: İnsanın yaptığı/ürettiği sahte (sihir) ve yanılsama iken mucize sahtenin taklit ettiği hakikattir. Mucize insanların yapıp ettiklerinin gerçek başarı ve necat vesilesi değil, dünyevi iktidardan öte…

Yazar: Maurizio Ferraris Komünizm Tahakkuk Etti Ben çocukken insanlar, kapitalizmin kendi çelişkilerinin ağırlığıyla ve komünizmin pek yakında çıkıp gelişiyle çökmek üzere olduğundan söz edip duruyordu. Sürekli tekrarlanan bu ilan mesihçi ve biraz da sıkıcıydı, buna ilaveten sağ hükümetler bizleri Bolşeviklerden korumaları için desteklenerek meşrulaştırılıyordu. 1989’dan sonra hikâye değişti; kapitalizm kazanmıştı ve bir zaferin ardından başka…