Felsefe
Monika Kirloskar-Steinbach * Leah Kalmanson ** Felsefe öğrencileri felsefe tarihini esasında iki ana ders üzerinden öğrenirler: “Antik felsefe” ve “modern felsefe”.[1] Atina şehir devletinde Sokrates’le başlar hikâye, kendisi deyim yerindeyse felsefenin gerçek bir maskotudur: muzip bir huysuz, güçlüye karşı hakikatin sözcüsü ve emsallerinin oluşturduğu bir jüri tarafından sadece bilgelik sevgisi (philo–sophia) sebebiyle infaz edilen…
Asım Cüneyd Köksal* İç İçe Geçmiş Hürriyet Tasavvurları Ahmet Hamdi Tanpınar’ın zengin ve çok katmanlı bir okuma deneyimi sunan Huzur romanının bir yerinde, İhsan karakteri doğu ve batı medeniyetlerini mukayese eder. İhsan, Müslümanlıkta ilk günah fikrinin olmayışı ve cennetten kovulma hadisesinin Hıristiyanlıktaki kadar üzerinde durulmamasının teolojiden sanata kadar her sahada tesir yaptığını biraz da hayıflanarak…
James R. Williams* Taş basamak nemli ve rahatsız. Her iki yanımıza oturmaya geliyorlar. Gözlerinde göz yaşartıcı gazdan kalıntılar; ikisi de ağlıyor. Burun delikleriniz yanıyor. Meydandan yükselen çığlıklar ve kalkan darbeleri duyulabiliyor. Bu gerçekleşen nasıl bir olay? Oldukça aşınmış bu taş basamak pek çok çağ gördü ve daha fazlasını görecek. Bazıları korkunç, diğerleri neşeli çağlar. Özgürlükten…
Harun KUŞLU* Mantık İslam düşünce tarihindeki gelişmelerin neticesinde dinî ilimler arasında sağlam bir şekilde yer edinebilmiş felsefi bir disiplin olsa da eleştiriye konu olmaktan kurtulamamıştır. Din ilimlerinin bazı mütehassısları kendilerinin mantık karşıtı tutumlarını muhtelif gerekçe ve söylemler yoluyla ortaya koydular. Yöntem ilimlerinden olması hasebiyle İslam dünyasına intikal ettiği ilk dönemlerden itibaren nahivle karşı karşıya konumlandırılmış…
Kübra Bahçi Var olanların ilkesi ve bu ilkenin illet olma tarzı varlığın, doğanın ve insanın temel yapısını ve özelliklerini belirler. Bu nedenle her şeyin illeti olana dair tasavvur varlık, doğa ve insana dair tasavvuru da biçimlendirir. İslam düşünce tarihinde varlığa ve var olanın ilkesine dair araştırma yapan iki zümre, filozoflar ve kelamcılar, tam da bu…
Asım Cüneyd Köksal* İnsan seçimlerinde ne dereceye kadar özgür sayılabilir? Bir taraftan doğanın bir parçası olması bakımından insanın tabi olduğu yasalar, diğer canlılarla müşterek olduğu yeti ve kuvveler ile diğer taraftan akıllı bir varlık olması bakımından sahip olduğu nitelikler, onu ne dereceye kadar özgür kılabilir? Bu soruları, İslâm düşünce geleneğinde irade özgürlüğü problemine tahsis edilmiş…
Richard Capobianco* Neredeyse 40 yıldır Heidegger’in düşüncesi üzerine kafa yoruyorum ve son zamanlarda özellikle “geç dönem Heidegger”e yöneldim. Geç dönem Heidegger, erken dönem Heidegger’den birçok açıdan farklıdır ve bu farklılıkları şu üç kitabımda tartıştım: Engaging Heidegger (Heidegger’le Meşgul Olmak), Heidegger’s Way of Being (Heidegger’in Varlık Yolu) ve yakın zamanda yayımlanan Heidegger’s Being: The Shimmering Unfolding…
Emre Şan Fenomenoloji ve antropoloji arasındaki kuramsal ilişkiler yirminci yüzyılın en verimli tartışmaları arasındadır. Bunlardan birine Sabah Ülkesi’nin 73. sayısında yayınlanan Edmund Husserl’in Lucien Lévy-Bruhl’e yazdığı ünlü mektupta tanık oluruz.[1] Bu mektubu ve onu açıklayan zengin giriş yazısını okuduğumda eldeki yazıyı yazmaya karar verdim. Çağdaş fenomenoloji Husserl’den bir yüzyıl sonra kendini antropolojinin sorularıyla yakıcı…
Selahattin Akti* Batı Felsefesi Tarihi adlı eserinin girişinde felsefenin teoloji ve bilim ile olan ilişkisine değinen Bertrand Russell, felsefeyi diğer ikisinin arasında konumlandırır. Ona göre felsefe, bir yandan teoloji gibi sağlam bilginin şimdiye kadar kesinleştiremediği konulara yönelik spekülasyonlardan oluşurken, diğer yandan bilim gibi, geleneğin ya da vahyin otoritesi yerine daha çok insan aklına başvurur. Bu…
Jeffrey Andrew Barash* “Hipotezler” dizisi dâhilinde sunduğum kısa katkı, son dönemde çağdaş tarihsel teori söylemi çerçevesinde ortaya çıkmış temel bir kavram olarak gördüğüm şeye odaklanır. Benim analizim elbette hipotetik; üstelik sadece teorik niteliği bakımından da değil, aynı zamanda benim ana dilim olmayan bir dile mensup Evidenzwandel teriminin inceliklerini yorumlamayı önermemden dolayı—benim ana dilimde bu…