Felsefe

Selman Dilek[*] Inferno antropolojik açıdan bedenin, politik açıdan da şehrin uğradığı azabı tasvir etmekle birlikte, her ikisinin de temelindeki felsefi düşüncenin maruz kaldığı ıstırabı anlatmaktadır. Her bir kantoda ilerledikçe azap şiddetlenir ve en uç noktasında akıl Beatrice’in gelişiyle kendini aşka teslim eder ve nihayetinde Bernard’la saf ruha ulaşarak kurtuluşa erer. Şüphesiz bu seyahatin en dikkat…

Asım Cüneyd Köksal* Özerkliğin İcadı Moderniteyi en iyi açıklayan, onun bütün tezahür ve kurumlarında cisimleşen temel tasavvur, özgür ve kendinin efendisi olan özne varsayımıdır, Mairet’nin ifadesiyle siyasetin kökene dair antropolojik varsayımıdır bu.[1] Kavramlar tarihçisi Koselleck bu noktayı şöyle açıklıyor: “Eskiden sadece özgür yurttaşlar ya da efendilerle sınırlı olan, insanın insanlar üzerindeki egemenlik hakkı, Aydınlanmadan…

Christoph Schuringa* “Batı” felsefesi bugün dünyadaki üniversitelerde yaygın olarak öğretilmektedir. Hakimiyeti öyle büyüktür ki, genellikle kendisinden yalnızca “felsefe” olarak bahsedilir. Bertrand Russell’ın Batı Felsefesi Tarihi’nin ilk sayfalarına veya benzer herhangi bir araştırmaya göz atan herkes, ilk Yunan filozofu Miletli Thales ile başlayan bir tarihsel anlatıya tanık olurlar. Russell’ın dümdüz bir şekilde öne sürdüğü gibi,…

Nile Green* Küresel tasavvufun ne olduğunu araştırırken, öncelikle kavramları tanımlamak faydalı olacaktır. İlk olarak, tasavvufu İslam’dan farklı bir şey olarak görmek yerine İslam tasavvufu üzerinden konuşmak en doğrusu olacaktır. Tasavvuf -ya da “İslam tasavvufu”- İslam inancının zahirî hukuki yönlerinin tamamlayıcısı olarak İslam’ın bâtıni manevi yönlerini ortaya çıkarmaya yönelik kaide ve uygulamalar olarak anlaşılabilir. Kur’an ve…

Sean Dorrance Kelly* 31 Mart 1913’te Viyana’daki Musikverein Konser Merkezinin Büyük Salonunda, Alban Berg’in bir orkestra icrasının tam ortasında bir kavga patlak verir.[1] Ortalık karışır. Mobilyalar kırılır. Polis, konser organizatörünü, fazla tanınmayan opera bestecisi Oscar Straus’u yumrukladığı için tutuklar. Daha sonra duruşmada Straus, seyircilerin hayal kırıklığıyla dalga geçer. Yumruğun, bütün gecenin en uyumlu sesi…

Anke Graness* Avrupa felsefesi tarihi araştırmaları, Platon’un diyaloglarında çeşitli düşünürlerin öğretilerini tasvir etmesiyle başlayan uzun bir geleneğe sahip olsa da Afrika felsefesi tarihi araştırmaları özellikle Sahra-altı Afrika söz konusu olduğunda görece genç bir disiplindir. Afrika’nın felsefe yapma kabiliyeti yüzyıllar boyunca bütünüyle inkâr edilmiş ve Afrika düşüncesi dünya düşüncesinin bir parçası olarak görülmemiştir (bkz. örneğin G.W.F….

Monika Kirloskar-Steinbach * Leah Kalmanson ** Felsefe öğrencileri felsefe tarihini esasında iki ana ders üzerinden öğrenirler: “Antik felsefe” ve “modern felsefe”.[1] Atina şehir devletinde Sokrates’le başlar hikâye, kendisi deyim yerindeyse felsefenin gerçek bir maskotudur: muzip bir huysuz, güçlüye karşı hakikatin sözcüsü ve emsallerinin oluşturduğu bir jüri tarafından sadece bilgelik sevgisi (philo–sophia) sebebiyle infaz edilen…

Asım Cüneyd Köksal* İç İçe Geçmiş Hürriyet Tasavvurları Ahmet Hamdi Tanpınar’ın zengin ve çok katmanlı bir okuma deneyimi sunan Huzur romanının bir yerinde, İhsan karakteri doğu ve batı medeniyetlerini mukayese eder. İhsan, Müslümanlıkta ilk günah fikrinin olmayışı ve cennetten kovulma hadisesinin Hıristiyanlıktaki kadar üzerinde durulmamasının teolojiden sanata kadar her sahada tesir yaptığını biraz da hayıflanarak…

James R. Williams* Taş basamak nemli ve rahatsız. Her iki yanımıza oturmaya geliyorlar. Gözlerinde göz yaşartıcı gazdan kalıntılar; ikisi de ağlıyor. Burun delikleriniz yanıyor. Meydandan yükselen çığlıklar ve kalkan darbeleri duyulabiliyor. Bu gerçekleşen nasıl bir olay? Oldukça aşınmış bu taş basamak pek çok çağ gördü ve daha fazlasını görecek. Bazıları korkunç, diğerleri neşeli çağlar. Özgürlükten…

Harun KUŞLU* Mantık İslam düşünce tarihindeki gelişmelerin neticesinde dinî ilimler arasında sağlam bir şekilde yer edinebilmiş felsefi bir disiplin olsa da eleştiriye konu olmaktan kurtulamamıştır. Din ilimlerinin bazı mütehassısları kendilerinin mantık karşıtı tutumlarını muhtelif gerekçe ve söylemler yoluyla ortaya koydular. Yöntem ilimlerinden olması hasebiyle İslam dünyasına intikal ettiği ilk dönemlerden itibaren nahivle karşı karşıya konumlandırılmış…