Kültür-Sanat


01 Ocak 2014

Kayalar ve mağaralar diyarında bir sabah vakti… Karanlık ile aydınlık arası bir mavi… Kendini bulmanın vakti gibi… Bir adam mağaradan çıkıp yukarılara doğru koşuyor ve arkasından genç birisi koşup “Yusuf… Dur!” diye bağırıyor. Yusuf “Bırakın peşimi… Bıktım sizin uykunuzu uyumaktan.” diye cevap veriyor. Zirveye tırmanan Yusuf yeşil ve uzun otların arasından geçip, boş bir kapıdan…

01 Ocak 2014

İLK MUTASAVVIFLAR “Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir, lakin Allah’ın resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzâb sûresi) Yukarıdaki ayette de bildirildiği üzere, Hz. Peygamber “Hatem’ül Enbiya” yani son peygamberdir. Kendilerinin hayatta olduğu asra Asr-ı Saadet denilmiş ve maalesef vefatının üzerinden henüz bir asır dahi geçmeden, İslam âlemi birçok nifak ve cinayete…

01 Ocak 2014

Yıllar evvel Viyana Merkez Mezarlığı’nın kayıtlarında araştırma yaparken tesadüf etmiştim bu ilginç isme ve bir anlam verememiştim. Ne arıyordu bir Müslüman ismi Hristiyan mezarlığında? Üstelik her hâlinden sufi bir kişiliğe, hatta kimliğe işaret eden bir isim. Yanılmıyorsam – ne yazık ki o kayda bir daha denk gelemedim!- sözkonusu zaman dilimi 19. yüzyıldı, işaret ettiği şahıs…

01 Ekim 2013

‘‘Yıllarca kendi çocukluk öykümün üzerindeki örtüyü kaldırabilmenin yollarını aradım. Ve sonraları bunun ulaşılması olanaksız bir hedef olduğunu kavradım…’’ Das Drama des begabten Kindes und die Suche nach dem wahren Selbst isimli kitabını bu cümlelerle bitirir Alice Miller. İnsanın kendini tanımasının, kendi (çocukluk) öyküsünü ‘‘deşmesiyle’’ mümkün olabileceğine ikna edilmiş bizler için duymaktan hazzetmeyeceğimiz denli keskin bir…

01 Ekim 2013

Masal, bir meselenin hayaldeki çözümüdür. Gerçeklikle başa çıkmak için insanı daha kuvvetli kılmaya çalışır, yaşamın lezzetli tarafını vurgular, keder ile dalga geçer fütursuzca, zaman içinde bir ileri, bir geri gider, bitmez ve tükenmez bir zevk ile insana seslenir. Masallar sadece çocuklara hitap etmez. Her okunduğunda içimizdeki çocuğa da dokunur. Günümüzde masallar artık filme dönüşüyor. Keman…

01 Ekim 2013

Karşıt kültür (Counter-Culture) fikrini ilk kez 1960’lı yıllarda, sosyolog John Milton Yinger, ünlü American Sociological Rewiew dergisinde öne sürmüştü. Toplumun tümü üzerinde etkin olan kültürün yanı sıra sadece küçük gruplar tarafından yaşanan alt kültürlerin de olduğunun altını çizen bu makale, yepyeni bir fikir ve sanat hareketinin doğuşuna öncülük etti. Kısa bir zaman sonra Paris’ten başlayarak,…

01 Ekim 2013

Paris Per Laşez Mezarlığı’nın Müslümanlara ayrılan kabirlerinde yatan İsmail Hakkı Bey başta olmak üzere, tüm diğer rahmetlileriyle kuş diliyle vedalaştıktan sonra, kanat çırpıp gökyüzündeki bulutlara doğru henüz yol almaya başlamıştık ki, ardımızdan bir karganın “aaahlaaak, aahlaak!” diyen sesini duyduk. Epey sonra Akdeniz geride, aşağılarda kaldı. Bu denizin güneyinden kuzeyine yılın her günü bir göçmen akını…

01 Temmuz 2013

Yirminci yüzyılın başlarında, Avrupa’da dünyaya gelen ve hemen hemen yaşıt olan Fritjof Schuon, Titus Burckhardt ve Martin Lings’in yolları muhtemelen kendilerinin de tahmin edemeyeceği bir ilginin rabıtasıya kesişir ve zamanla aynı merkeze doğru yönelmeye başlar. Schuon 1907’de Basel’de, Burckhardt 1908’de Floransa’da ve Lings ise 1909’da Manchester’da dünyaya gelir. Aristokrat bir ailede dünyaya gelen Burckhardt’ın babası…

01 Temmuz 2013

Bir zamanlar dünyanın her bucağına medeniyet götürme yarışında en önlerde olanlardan, Yedi Düvel’den birisinin baş şehri burası: Paris. Çılgınca tüketim ve bu tüketimde her tüketilen nesnenin ‘‘en güzel paket’’ edildiği şehir. Burada ne arzular frenenlenebiliyor ne de onları tatmin hırsları. Édith Piaf, Maria Callas ve Ahmet Kaya (1956-2000) gibi, Allah vergisi güzel seslere sahip birçok…

01 Temmuz 2013

Geçtiğimiz yüzyılın başlarında, dinden alabildiğine uzaklaşmış Batı insanı içine düştüğü çukuru neyin kapatacağını bilmez bir hâldeyken, buhrandan kurtuluşun çağlar boyu değişmeyen Hakikate bağlılıkla gerçekleşebileceğini ilan eden bir grubun doğuşuna tanık olmuştur. Gelenekselci (Traditionalist) Ekol adı verilen bu grubun önde gelen sözcüleri, Fransız asıllı Müslüman mütefekkir René Guénon, Sri Lankalı Ananda Kentish Coomaraswamy ve Frithjof Schuon’dur….