Kültür-Sanat


03 Nisan 2023

Mustafa Eroğlu Oryantalizmin Tanımı Oryantalizm kelimesinin kökü güneşin doğduğu yer anlamına gelen Latince orient kelimesine dayanmaktadır. Coğrafi olarak Orta Asya ve Ön Asya ülkelerini işaret etmek için  kullanılır. Bu kavram Almancaya Latincede “doğmak ve yükselmek” anlamında kullanılan “oriri” fiilinden türemiş ve “Oriens” kelimesinden geçmiştir.[1] Ayrıca Alman literatüründe “Orient” sözcüğüne eş anlamı olarak yine Latinceden türeyen…

03 Nisan 2023

Rıdvan Aydınlı* Günümüzde pek çok kötü çağrışımı olan bir kelime goygoy. Sosyal medyada veya bizatihi gençlerle geçirilecek birkaç saatte, Türk Dil Kurumuna göre “eskimiş” olan bu eylemin (bkz. goygoyculuk) ve ism-i failinin (bkz. goygoycu) genç kuşakta her gün biraz daha artarak kullanılmakta olduğunu görebiliriz. Zaman içinde anlam kaymasına –ve belki genişlemesine– uğramış bu kavramın aynı…

02 Ocak 2023

Hasan Sevil* Tarikat–devlet ilişkisi tarih boyunca farklı şekillerde tezahür etmiştir. Bazen mesafeli, bazen çatışmalı olmuş ama çoğu zaman ortak gaye için mücadele etmişlerdir. Siyasi ve sosyolojik olarak farklı değerlendirmelere açık bu tarihî ilişkinin bir de kurumsal tarafı mevcuttur. Osmanlı askerî geleneğinde ordu şeyhliği sembolik bir makam ve gelenekli bir kurumdur. Ordunun psikolojik ve manevi yönünü…

02 Ocak 2023

Mustafa Hakan Alvan   Müzik, insanın duygu ve düşüncelerini yine soyut bir düzlem olan melodilerle ortaya koyması sanatıdır. Bu soyut hissediş, sözlü bir yapıyla yani güfte ile birleşirse somutlaşır. Dünyadaki pek çok kültür sahasında olduğu gibi bizim kültür coğrafyamızda da aynı birliktelik söz konusudur. Enstrümantal eserler dışarıda bırakılacak olursa hemen her zaman güfte ile beste…

02 Ocak 2023

Haşim Şahin   Tarihe meraklı okuyucuların sıklıkla karşılaştıkları kavramlardan birisi olan vak’a Arapça kökenli bir kelime olup, hadise, olay, mesele, muharebe, birini bir defada yere düşürmek gibi anlamları içerir. Vakı’a kelimesi de aynı kökten gelen ve aynı anlamda kullanılan bir diğer kelimedir. Bu kelimenin çoğulu ise vaka’i olup, Türkçede daha ziyade vekayi şeklinde seslendirilmiştir. Vak’a…

02 Ocak 2023

Adem Beyaz*   Yazılı mektupların tarihçesi çok eski çağlara dayanır, elimize geçen en eski mektuplardan biri Sümer dilinde çivi yazısıyla yazılmış bir kil tablettir ve yaklaşık İ.Ö. 2100-2016 arasında bir zamana tarihlendirilir. Bu dönemde yazılmış kil tabletlerin büyük bir kısmını siyasi meseleleri, ticari kayıtları içeren mektuplar ve ayrıca şahsi mektuplar içerir. Ancak Eski Yunan toplumunda…

02 Ocak 2023

Havva Yılmaz Bilindiği üzere Türkiye’de sinemanın tarihi geç Osmanlı dönemine kadar uzanır.[1] Modernleşmenin olanca hızıyla toplumun tüm katmanlarına nüfuz etmeye başladığı bu dönemde, sinemanın ortaya çıkışı ve zamanla saray etkinliği olmaktan uzaklaşarak gündelik hayatın bir parçası hâline gelmesi, sinemanın içine doğduğu toplumsal iklimin sorunlarıyla en başından beri yüzleşmesine neden olmuştur. Dünya ölçeğinde yaşanan hızlı değişim…

03 Ekim 2022

Türkan Alvan* & M. Hakan Alvan Gülşenî dervîşdür gül goncelerdir Mevlevî  Bülbül-i hoş-hân okur geh Ma‘nevî geh Mesnevî (Ferâgî Osman Paşa, ö.1605) Klasik Türk musıkisinin dünya çapında eşsizliğine en büyük katkı şüphesiz Mevlevîlerindir. Âdâbı, erkânı ve folklörünü adeta sanat şölenine dönüştüren Mevleviyye’ye estetik değer açısından rakip olacak tek tarikat Gülşeniyye’dir. Lakin bu iki tarikatın rekabetten…

03 Ekim 2022

Hasan Sevil* Tarikat Arapçada yol anlamına gelen “tarik” kelimesinin çoğuludur. Bu itibarla tasavvuf ekollerinin genelini ifade etmek için kelimenin çoğul hâli “tarikat” tabiri kullanılır. Müstakil bir ekolü anlatmak için de “tarik” lafzı kullanılır. Ancak halk arasında bir tek tasavvuf ekolünü ifade etmek için de yanlış olduğu hâlde “tarikat” kelimesi kullanılmaktadır. “Galat-ı meşhur lisan-ı fasihten evladır”…

03 Ekim 2022

Selman Bayer Dünya her zamanki gibi insana dair bilge bir kayıtsızlıkla devam ediyor hayatına. Yüzyıl öncesinden çok daha acımasız olan insanoğlu yalnızca dünyayı değil kendini de bir yıkıma götürmek konusunda ısrarlı. Bu yıkımın devasa boyutlarda, trajik bir yıkım olmasına da gerek yok. Bizzat otantik hayatı elinden kayan insanın gündelik hayatta ne şekilde yaşarsa yaşasın bu…