Sayı 38
Günümüzde İslam bilim ve düşüncesi üzerindeki akademik araştırmaların en önemli meselesi hiç kuşkusuz, ‘‘menşe’’ sorunu hakkında sağlıklı bir çerçevenin ortaya konulamamış olmasıdır. İslam’da bilimler ve felsefi düşünce hangi amillerin etkisi altında gelişti? İslam çevresindeki dünyayla nasıl bir ilişki kurdu, bu dünyadan neyi aldı ve neyi verdi? İslam hiç kuşkusuz boş bir coğrafyada ortaya çıkmadı: Doğusunda…
Batılı Oryantalistler, Müslümanlar nazarında pek de iyi bir imaja sahip değillerdir. Birçok Müslüman; Hristiyanların, Musevilerin veya kendini herhangi bir dine mensup hissetmeyenlerin hangi motivasyonlarla İslam konusu ile meşgul olduklarını sorgulamaktadır. Onlara göre bu kişilerin niyetleri, İslam ile ilgili polemik üretmek; yani sözde bilimsel metotlarla Hz. Muhammed’in peygamberliği veya Kur’an’ın ilahi vahiy oluşu gibi İslam’ın esasını…
“Özgünlüğün” İslam düşüncesi açısından bir “mesele” olmasının tarihini, 19. yüzyılın ikinci yarısında ivme kazanan oryantalist çalışmalarla başlatabiliriz. Avrupa merkezli tarih yazımının yön verdiği oryantalist literatürün, İslam düşüncesinin neredeyse her açıdan taklit ve tekrardan ibaret olduğunu ispatlamak için seferberlik ilan ettiğini söylemek abartılı bir tespit olmayacaktır. Bu çerçevede fıkhın Yahudi ve Roma hukukuyla, kelamın Hristiyan teolojisiyle,…
1935 yılında, Kahire’de dünyaya gelen Prof. Dr. Hasan Hanefi, Kahire Üniversitesi felsefe bölümünden mezun olduktan sonra doktorasını (Paris) Sorbonne Üniversitesi’nde yapar. 1981 yılında döndüğü Kahire Üniversitesi’nde, 1988-1994 yılları arasında felsefe bölüm başkanı olarak görev yapan Hanefi hâlen aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Günümüz İslam dünyasının en önemli düşünürlerinden biri olarak gösterilen Hanefi’nin…
Yüzyıllar öncesinde, Batı Avrupa’nın ‘‘medeniyet’’ten uzak yaşadığı, Mısırlılar’ın Hititler ile tarihin ilk antlaşmasına imza koyduğu, Yunanlılar’ın bir yandan Fenikelilerle ticaret yaparken diğer yandan Perslerle mücadele ettiği, Büyük İskender’in fetihlerine devam ettiği, yeryüzünde bir medeniyetin yıkılıp diğerinin kurulduğu ve son dinin üç kıtaya yayıldığı yıllarda, henüz dönmeye bile başlamamış olan ve hatta yuvarlaklığının üzerine şerh düşülmüş…
Edward Said’in 1978 yılında yayımlanan “Oryantalizm” isimli kitabı “antikolonist”, “postkolonist” ve “altsınıflar” çalışmaları için bir başlangıç noktası niteliği taşımaktaydı ve bugün gerek Batılı, gerekse Batılı olmayan araştırmacıların kendilerine has ya da başkalarına ait Avrupa-Avrupa dışı, Doğu-Batı, geleneksel-modern, Şark-Garp yahut Avrupa-Asya algılarına gerekli teorik materyali sağlamaktaydı. Lakin Said, (İslam Bilimleri, Hindoloji, Sinoloji ve Afrikanistik gibi) birçok…
“Hristiyanlar Arap romansları ve şiirlerini okumayı seviyorlar; onları çürütmek için değil düzgün ve fasih bir Arapça’ya sahip olmak için Arap ilahiyatçılarını ve filozoflarını öğreniyorlar. Kitab-ı Mukaddes’in Latince yorumlarını okuyan ya da İncil’i, resulleri, havarileri inceleyen halk nerede? Heyhat! Bütün yetenekli Hristiyan gençler büyük bir coşkuyla Arap kitaplarını okuyup, talim ediyorlar; Hristiyan edebiyatını dikkate değer bulmayarak…
1939 doğumlu olan Avishai Margalit, Kudüs İbrani Üniversitesi’nde Emeritus Profesör unvanıyla akademik çalışmalarını sürdürmekte, ayrıca Princeton’daki Institute for Advanced Study’de felsefe profesörlüğü görevine devam etmektedir. Prof. Margalit, 2001 Spinoza Lens Ödülü ve 2007 Emet ödülü sahibidir. Ian Buruma ile birlikte kaleme aldıkları Occidentalism: The West in the Eyes of Its Enemies (Garbiyatçılık: Düşmanlarının Gözünde Batı)…
Sinema her zaman sadece bireyler değil, uluslar için de “öteki” olanın resmedilmesine olanak sağlayan bir sanat formu olarak, ulusların “öteki” üzerinden kendi milli kimliklerini tanımlama ve milliyetçi söylemlerini aktarmasında önemli bir araç olmuştur. İçinde var edildiği kültürün dışındaki kültürleri temsil ediş tercihiyle, izleyicisinin “biz” ve “onlar” algısını şekillendirmekte önemli rol oynayan sinema, bu algıyı şekillendirmekle…
Oksidentalizm kavramıyla ilgili olarak bugüne kadar ortaya konan çalışmalar incelendiğinde, bu kavramın “Doğu’nun kendi çıkarları doğrultusunda yaptığı Batı incelemesi”, “Batı düşmanlığı” yahut “Batılılar gibi olmak için neler yapılması gerektiği sorusuna cevap aramak” şeklinde özetlenebilecek üç ayrı anlam kategorisi ürettiği söylenebilir. Ancak uluslararası literatürde yakın zamanlarda dolaşıma giren bu kavram, zihinsel karşılıkları bakımından henüz “Oryantalizim” kadar…