Sayı 40


01 Temmuz 2014

Geçenlerde gezme imkânı bulduğum bir ebru sergisinde, zeminlerinde yaklaşık onar santimlik aralar bırakılarak iç-içe çerçevelenmiş üç ebruyu içeren bir levhaya gözüm takıldı. Ona özel bir ilgiyle baktığımı fark eden ebru sanatçısı hanım merakla yanıma yaklaştığında, kendisine bu levhayı tek teknede oluşturmasının mümkün olmadığını söyleyerek, nasıl yaptığını sordum. Gayet rahat bir eda ile hatta biraz da…

01 Temmuz 2014

Kartezyen felsefesinin kurucusu Rene Descartes bir ağaç istiaresiyle bilimler arası ilişkileri ve özellikle metafizik ile öteki bilimlerin irtibatını ortaya koyar: Bilimler bir ağacın unsurları gibi birbirine bağlıdır. Ağacın gövdesini fizik, dallarını öteki tikel bilimler teşkil ederken, ağacın gayesi olan meyvesi ise ahlak ilmine tekabül eder. Bu benzetme, farklı şekillerde felsefede ve tasavvufta aşina olduğumuz bir…

01 Temmuz 2014

Miladi 1111 yılında İran’da ölen Gazâlî, İbn Sînâ (öl. 1037)’nın bilimsel (wissenschaftlichen) fizik öğretileri ile ayrıntılı olarak meşgul olan, döneminin en etkili din adamlarından biriydi. Gazâlî, hiç kimsenin öğretisinin bir bütün olarak mahkum edilmemesi gerektiğini defaatle vurgular. Daha ziyade kişi, bir öğreti sisteminin doğruluğunu ya da yanlışlığını değerlendirmeye geçmeden önce ona aşinalık kesbetmelidir. Bunun dışında…

01 Temmuz 2014

Bir rivayette Hz. Peygamber’in, “Rabbim bana eşyanın hakikatlerini, nasılsalar öylece, göster.” diye dua ettiği belirtilir. Bu rivayet, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Müslümanların vahiyle bildirilen hakikatleri evrensel bir zeminde kavrama çabasının en veciz ifadelerinden biridir. Zira Hz. Osman döneminin sonlarında başlayıp Hz. Ali’nin hilafetinde zirveye taşınan dinî, kültürel ve siyasî sorunlar Müslümanların önce insanla, ardından Tanrı’nın…

01 Temmuz 2014

1.Mesele: Günümüzde Müslümanlar yaklaşık yüzelli yıldan beri devam eden ve farklı bölgelerde, farklı şekillerde gerçekleşen, ama aynı neticeyi veren bir süreç neticesinde ikiyüzyıl önce sahip oldukları, yaşadıkları, herkese tanıdık ve bildik gelen, herkesin iştirak ederek devamını sağladığı bir kültürden fersah fersah uzaklaşmış durumdadırlar. Bugün yaşayan nesil 18. yüzyılda yaşayıp eserlerini vermiş olan, İsmail Hakkı Bursevi…

01 Temmuz 2014

Latince Modo (bugün) sözcüğünden türeyen modern kelimesi, güzel sanatlarda belli bir estetik anlayışı ifade eder. Kelime, 19. yy’da, içinde yaşanılan asır anlamında, 20. yy’dan itibaren ise geçmiş zamanın karşıtı olarak kullanılmaya başlanmış ve böylece günümüze gelmiştir. Ebediyetin kalıcı ve değişmeyen değerlerinin tersine, modernliğin konusu geçici ve değişken olandır. Modern olmak; gelenek, din, örf gibi değerlerden…

01 Temmuz 2014

Osmanlı’nın dibacesi yahut da İstanbul’un mukaddimesi olan Bursa’da caddeler modernleşmeye paralel olarak genişletilir. Bu sırada Yürüyen Dede is­minde bir yatırın türbesinin yıkılarak, büyütülecek sokağa eklenmesi gerekir. Vâli Ahmet Vefik Pa­şa ulemâ ve eşraftan bazılarıyla beraber türbenin başına giderek yürü ya dede! diye üç kere nida ettikten sonra; dede hazretleri elbette yürümüş git­miştir, ayak altında kalacak…

01 Temmuz 2014

Müslümanlar, 20.yüzyılın başlarında bir şok yaşadılar ve bu şoku atlatma konusunda tarihsel tecrübedekine benzer bir refleks gösteremedikleri gibi o tecrübeden gereğince yararlanma becerisini de gösteremediler. Fıkıh düşüncesinin tarihi seyrine baktığımızda, zaman zaman kimi iç etken ve dinamiklerin etkisiyle kimi dışarıdan zorlamalarla birtakım kırılmaların yaşandığını görürüz. Fukahanın bu kırılmaları sistem içinde eriten entelektüel çabaları bu kırılmaların…

01 Temmuz 2014

Tarihsel Fon Dünya medeniyet tarihi içinde, mimarlık eyleminin büyük payı olduğu, bu eylemin de şehirlerin kuruluşu ve gelişme sürecine bağlı olarak zenginleştiği söylenebilir. Bu açıdan medeniyetin şehirlerde ortaya çıktığını, bu bağlamda medeniyet tarihinin, şehirlerin tarihi anlamına geldiğini vurgulamak yerinde olacaktır. Muhtevası ele alındığı zaman, medeniyetin üç sacayağı üzerine oturduğu görülür: Mimarî, musiki ve yemek kültürü….

01 Temmuz 2014

Bilindiği gibi Mısır hicri I. yüzyıldan bugüne dinî, fikrî ve kültürel alanda İslam dünyasına büyük katkılarda bulunmuştur. Bir başka ifadeyle Mısır Müslüman Araplar tarafından fethedildiğinden beri İslam dünyasında özel bir yere sahiptir. İslami dönemde Mısır’da, Tolonoğulları, Akşidiler, Fatımiler ve Eyyubiler gibi birçok devlet kurulmuş, bu devletlerin en büyüğü Memlüklüler Devleti olmuştur. 1250 ila 1517 yılları…