Sayı 42
Sinema, kendisinden önce varolan edebiyat, resim, müzik, tiyatro, heykel, dans gibi sanat dallarıyla iletişim hâlinde olmasına karşın en güçlü bağını edebiyatla kurmuştur. Sinemanın en önemli öğesi olan senaryo, iki şekilde meydana getirilir. Bunlardan ilki film yapmak isteyen kişinin, tasarladığı konuyu yalnızca sinema diliyle ifade edilecek şekilde vücuda getirdiği “özgün senaryo”, diğeri ise daha önce yazılmış…
Bazı terimler vardır ki, kullanıldıkça ve şartlar değiştikçe etrafında yeni tartışmalar meydana gelir. Eğer terim, ideolojik olarak kullanılmaya müsait ise, tartışmalar daha da derinleşir ve saflaşmalar meydana gelebilir. “Convivencia” bu tür terimlerden biridir. Convivencia, “bir arada/birlikte yaşama”, “bir arada varolma” manalarını içeren İspanyolca bir kelimedir. Terim anlamıyla Ortaçağ İspanya’sında üç dinin (Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik)…
17.asır Müslüman-Türk ilerleyişinin Avrupa’da durduğu, 18. asır Avrupa’nın ilerleme hamlelerine hız verdiği ve Şark’ın gerilemeye başladığı, 19. asırsa Müslüman nüfusun Avrupa’dan “kovulma” gayretlerinin başarıya ulaştığı, yani Şark Meselesi’nin neredeyse çözümlendiği dönemi ifade eder. Birinci Cihanşümul Savaş’ın dünyayı kana buladığı 20. asır başlarıysa yüzyıllardan beri hazırlığı yapılan “hesaplaşma”nın sonuçlandığı devredir. Çeşitli itilâf ve ittifakların, açık ve…
Halide Edip’in Kalp Ağrısı romanı İstanbul ile Viyana hattında, üç kadınla bir erkek arasında geçen bir aşk üçgenini anlatır. Votiv Kilisesinin karşısında Regina Otel’de ikamet eden karı koca, Azize ile Hasan, İstanbul’da bıraktıkları Zeyno ve onlara Viyana’da eklenecek olan Dora arasındaki karmaşık ilişkiler ağında yazar modern insanın aşk problemine eğilmeyi dener. Kadın erkek ilişkilerinin yeni…
Kişinin diğer kişilerle, toplum gruplarının diğer toplum gruplarıyla iletişiminde aradaki engelleri kaldırmak kuşkusuz iletişimi olumlu yönde etkiler. En büyük engel önyargılar, onların yardımıyla oluşan ötekileştirmeler ve hitap edilen öznelere nesnelermiş gibi davranmaktır. Mehmet Âkif’in şimdiye dek bilinen hayatına, yazdıklarına ve çevresiyle ilişkisine yakından bakınca onun da yer yer bir özne olarak eşit muamele görmediğini ve…
1.Viyana kuşatmasından sonra, önceleri yerilen Türk askerî müziği, ordu içindeki örgütlenişi, savaşlarda, törenlerde ve şenliklerdeki işlevi, çalgıları, hatta kıyafetleri, çalgıların kümelenmesi, çalınış biçimleri, hatta çalanların kıyafetleri büyük merak ve ilgi uyandırmış, hem Avrupa askerî bandoları hem de Avrupa sanat müziği bu yeni tanışmadan göreceli olarak etkilenmiştir. Bu süreç giderek tüm Avrupa ülkelerinde yaşanan bir “Türk…
Ne anlama geldiğini, ne maksatla söylendiğini bilmesek de, medeniyetler ve dinler arası dialog ile hoşgörü sloganları her fırsatta önümüze konur oldu. Oysa ki tarih bizlere, aynı medeniyeti paylaşan toplumların ve dinî cemaatlerin birbirleriyle uyum içinde yaşayabilmek için bu sloganlara bügünkü kadar ihtiyaçları olmadığını gösterir. Mesela Osmanlı Devleti, geniş bir coğrafya üzerinde yaşayan ve dinleri, mezhepleri,…
Bir varmış, bir yokmuş… Bir müzik varmış, kökleri Pisagor’a uzanırmış. O dönemde müzik bir sanat değil, bir bilim olarak görülürmüş ve Aristoteles müziğin en açık ve sarih tanımını yapmış. Aynı müzik İslam düşünce geleneği tarafından da benimsenmiş. Kindi’den Farabi’ye, İbni Sina’dan İhvan-ı Safa’ya kadar Müslüman filozofların konusu olmuş. Daha sonraki yüzyıllarda ise Osmanlı kültürü tarafından…