Sayı 50
İnsanın benliğine değer vermek, insanın yaratıcısına değer vermekle eş değerdir, çünkü Allah insanı yaratmış, ona değer vermiş ve ona değer verilmesini beklemiştir. Pakistanlı millî şair Muhammed İkbal (1877-1938) “İslam’da Dinî Düşüncenin Yeniden İnşası” adlı eserinde baki “Ben” olarak nitelediği Allah’a ulaşmayı sağlayan fani bir “Ben” (insanın kendisi) tasarısı ortaya koymaktadır. Buna göre, insanın benliğine değer…
İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal) (1871-1957), toplumsal hayatta çok hızlı ve büyük değişimlerin yaşandığı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş devrinde yaşamış önemli mütefekkir-yazarlarımızın başında gelir. Son devir Osmanlı devlet adamları, şâirleri, musikişinâsları ve hattatları üzerine kaleme aldığı biyografileri ve tarih bilgisiyle tanınan İbnülemin, Osmanlı kültür hayatını bütün boyutlarıyla tanıtmayı kendine bir misyon ve dava olarak seçmiş, özellikle dergi…
Gençliğinden beri Arap Dili ve Edebiyatı ile ilgilenen Thomas Bauer 1980 yılında Oberasbach’da (Nürnberg yakınlarında) tamamladığı lise öğreniminin ardından Friedrich-Alexander Üniversitesi Erlangen-Nürnberg’de İslam Bilimleri, Semitik Filoloji ve Dilbilim alanlarında yükseköğrenim görmüştür. Bauer “Eski Arap Şiir Sanatı” adlı çalışması ile 1989 yılında doktorasını tamamlamıştır. Ardından bir yıl Ruprecht-Karls Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Bauer, 1991-2000 yılları…
“Bugün”de yaşayan insan için “yeni şeyler” söylemek baştan çıkartıcı bir etkiye sahip. Bu yeni söyleyişlerin malesef büyük bir kısmı yaraya merhem olucu özellikte ve ömürde olmuyor. Okur-Yazar olmanın hep ilk kelimesinde kalmanın sonucu belki de bu. Söze ömür kazandıranın yazı olduğunu hatırda tutarak “Vaz’-ı cedid-keşf-i kadîm” hakkındaki tartışmaları yeniden hatırlamak gerek. Hatırlamayı “Klasik” üzerinden yapan…
Ölüm, irfan perspektifinden bakınca hayatın öteki yüzü… Hayatla ölüm, bir madalyonun iki yüzü gibi birbirine bağlı… Hayat, ölümün mahiyetini belirlerken, ölüm de hayatın anlamını inşa ediyor. Ölümle yüzleşme, bir “sınır tecrübesi” olarak hayatın anlaşılamayan katmanlarının açılmasına hizmet ediyor. İlme’l-yakîn’den ayne’l-yakîn’e geçiş ölümle hayat arasındaki incecik berzahın fiilî tecrübesini yaşamakla mümkün oluyor ancak. Efendimiz (s.a.v.)’in “Ölmeden…
Bali Efendi’nin garip kalmış türbesinde üç İhlâs bir Fâtiha‘lık anın verdiği huzuru başka bir şekilde Paşmaklı’nın dağ yamaçlarındaki bir pınarın soğuk suyundan ağuçlarımızla içtikten sonra, vücut susamışlığımızın giderilmesiyle bir daha yaşıyoruz. Garip kalmış, çünkü bu coğrafyanın son iki asırda hem de birkaç kez “adalet” yerine “hürriyet” dağıtanlarınca savrulmasından sonra, eski külliyenin yerine Sveti Prorok İliya…
Kudüs’ün kutsallığı tartışma konusu değildir. Tartışma konusu olan şey kutsallığın derecelendirmeyle ölçülüp ölçülemeyeceğidir (ve eğer ölçülebilirse nasıl ölçülebileceğidir). Bir yerin kutsallığının tamamen ya da öncelikli olarak o yeri kutsal kabul eden iki ya da daha çok gruptan sadece birisine ait olduğunun iddia edilip edilemeyeceğidir (ve kutsallığın bu gruplar arasında, o yerin her bir grup için…
Vuku bulmuş bir vakayı anlatmak üzere kurgulanarak pay çıkarmak üzere idrakimize sunulan bir senaryo şu cümle ile başlar: “Bu hikâye tamamen hayal ürünüdür, çünkü tamamen gerçektir.” Âlemle anlatılan da, hayal oluşu bir gerçek, gerçekliği ise hayal olan, hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği girift bir anlatıdır. İnsanın, dünyaya temas etmesiyle uykuya dalması ve uykuya dalışıyla…