Sayı 63


30 Nisan 2020

Yazar: Atila Ataman Kabaca toparlanacak olursa, poetik şuur evreni sürekli müzikal dizelere tercüme etme istenciyken romanesk bilinç insanları sürekli yüzeysel psikolojilerine tahvil etme eğilimidir. Yani, buna göre, Dante bir vahiy ya da ilahiyken Dostoyevski bir çukur ya da çamurdur. Ve Cervantes’in öyküsü poetik şuur ve romanesk bilinç arasındaki karşılaşmayı, bu ikisi arasındaki kavşağı temsil ettiği…

04 Mayıs 2020

Yazar: Muhammed Bedirhan Bazı tasavvuf terimlerini incelemek ve onlar hakkında yazı yazmak, terimlerin kapsamları, etkileşim alanlarındaki genişlik ve bazen de terimin hem negatif hem pozitif yoruma sahip olması gibi paradokslu yapısı dolayısıyla çok kolay değildir. Buna bir de tasavvufun bilgi ve varlık anlayışının iç içe geçmiş örgüsü de eklendiğinde durum epeyce karmaşıklaşır. Tasavvuf kavramları arasında…

03 Haziran 2020

Yazar: Asım Cüneyd Köksal Fıkıh fiillerin hem dünyevi hem uhrevi sonuçlarının aynı bağlamda ifade edildiği bir normatif düzenin ilmidir. Fıkıh fiillerin hem uhrevi (vacib, mendub, mübah, mekruh, haram) hem de dünyevi (sıhhat, fesad, butlan, nefaz, lüzum) hükümlerini belirler. Fiillerin dünyevi ve uhrevi hükümlerini belirlediği gibi, bunların hüsn ve kubh ile alakalarını ortaya koymak suretiyle iyi…

03 Haziran 2020

Adem Beyaz Alper Hasanoğlu, 1967 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. İki yıl Çorlu Devlet Hastanesi Acil Birimi’nde pratisyen hekim olarak çalıştıktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Fizyoloji İhtisası yaptı. Fizyoloji İhtisasında özellikle stres fizyolojisi ve epilepsi üzerinde çalıştı. Ardından İsviçre’de psikiyatri ihtisası yaptı ve Basel Üniversitesi Psikiyatri Polikliniği’nde öğretim görevlisi…

03 Haziran 2020

Yazar: Hans-Georg Moeller “Doğu” felsefeleri hakkında “Batılıların” paylaştığı ortak bir önyargı var: Bu önyargıya göre, Doğulular “mistiktir” ve insan bilincini belirli bir yüksek seviyeye çıkarmaya çalışırlar, o bilinç orada tüm evrenle hemhâl olur veya sıra dışı bir aşkın duruma erişir. Önyargılarla ilgili sorun genelde büsbütün yanlış olmaları değil, gerçekliğin karmaşasını çok basit bir basmakalıba indirgemeleridir….

03 Haziran 2020

Yazar: Hayrettin Nebi Güdekli Kelamcıların insanın gerçekliğine yönelik yürüttükleri tartışmalarda, bilincin doğası ve insanın bilen özne oluşunu sağlayan bilişsel/zihinsel durumlar ya da özelliklerin kökeni, bu bağlamda zihin-beden ilişkisi gibi günümüzde zihin felsefesinin kapsamında yer alan sorunlarla karşılaşmak oldukça ilgi çekicidir. Bu yazıda insanın doğası ve insanın zihinsel/bilişsel özelliklerinin kökeni sorunuyla ilgili klasik dönem kelamcılarının yaklaşımlarını…

03 Haziran 2020

11 Bu makale daha önce Philosophy Kitchen’da yayınlanmıştır. Yazar: Steven DeLay Jean Paul Sartre Varlık ve Hiçlik’te (L’être et le néant) fenomenolojinin yönelimsellik problemini Husserl’in izinden ele alırken şöyle der: “Husserl’in gösterdiği gibi her bilinç bir şeyin bilincidir… Her bilinç bir nesneye ulaşmak için kendini aşması anlamında konumsaldır ve kendini aynı konumlamada tüketir”.22 Jean-Paul Sartre,…

03 Haziran 2020

Ali Mete 1967 Köln doğumlu Stefan Weidner yazar ve mütercimdir. Farklı kültürlere olan merakı daha öğrencilik yıllarındayken Kuzey Afrika seyahatine çıkmasına sebep oldu. Göttingen, Şam, Berkeley ve Bonn’da İslam Bilimi, Alman Dil ve Edebiyatı ve Felsefe okudu. 2001’den bu yana Fikrun wa Fann dergisinin genel yayın yönetmeni olan Weidner en son 1001 Buch. Die Literaturen…

03 Haziran 2020

Yazar: Türkan & M.Hakan Alvan Uykuda Beste Yapanlar Uykuda beste yapılır mı? Bu sorunun yanıtını ünlü bestekârımız Ârif Sâmi Toker’in kendi ağzından anlattığı güzel bir hikâyede bulacağız. Bestekârımız Ârif Sâmi Toker (1926-1997) bir gün öğle uykusuna dalar. Uyku ile uyanıklık yani yakaza hâlindeyken kendini Sultan III. Ahmed’in huzurundaki sazlı sözlü bir mecliste bulur. Mecliste bulunan…

03 Haziran 2020

Yazar: Semih Ceyhan Son dönem Osmanlı münevverlerinin Almanya seyahatlerinin ve tahsillerinin çağdaş Türk düşüncesinin teşekkülünde, İslamcılık akımının yönünü tayin etmede kayda değer tesirlerde bulunduğu bir gerçektir. Sebîlürreşâd desteğiyle Almanya’ya gönderilen ve Sabah Ülkesi’nin önceki sayılarında Leibniz monadolojisi bağlamında görüşlerine yer verdiğimiz filozof Ömer Ferid Kam’ın (1864-1944) Alman milleti hakkındaki “Medeniyette kendileri için pişvâ (önder) arayanlar…