Sayı 65
Yazar: Elizabeth Rottenberg* Kirby Dick ve Amy Ziering Kofman’ın yönettiği 2002 tarihli belgesel Derrida’nın otuz altıncı dakikasına girdiğimizde, Yahudi-Amerikan ağzıyla söylersek, Amerikan chutzpah’ının —atılganlığının — (Fransız) kriptonitiyle karşı karşıya geldiğine tanık oluruz.11 Editörün notu: Bu metni tercüme eden Güçsal Pusar’a teşekkür ederiz. Ya da Shakespeare’den hareketle biraz daha basmakalıp bir ifade kullanırsak: Derrida’da aşk dile…
Yazar: Eva-Maria Engelen* Sevgi [Liebe] kavramı, Hegel’in hem erken hem de geç dönem felsefesinde önem taşır. Erken döneminde Hegel, birlik felsefesini temel alarak, din ve sanat kuramı üzerine düşünceleri çerçevesinde bağlılık kavramını geliştirse de, Frankfurt döneminin ardından, sanat ve dinin, tüm insani uğraşların (şiir, doğa bilimi ve felsefe gibi) sahici bağlamını karşılayamayacağı görüşüne vardı….
Yazar: Habip Türker* Yazımız bağlamında birbiriyle akraba gördüğüm üç temel kavram var: Sevgi, şefkat ve aşk. Kuşkusuz bunların hepsi birer sevgi türüdür, ancak aralarında öyle derin farklar oluşmuştur ki artık farklı özden fenomenler hâline gelmiştir. Hatta şefkatte olduğu gibi kimi zaman bir sevgi türü olmaya direnen, bu yüzden antinomiler barındıran durumlar da vardır. Kısacası, elimizde…
Yazar: Hatice Toksöz * İslam düşünce geleneğinin en temel kavramlarından biri sevgidir. Sevgi kavramının Kur’ân-ı Kerîm’de sıklıkla geçmesi, Müslüman düşünürlerinin teliflerinde kavrama dair farklı açılımlara yer vermesine neden olmuştur. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de sevgiyi ifade eden el-mehabbe ve el-vüdd kavramları sıklıkla geçmiş ve sevginin dinî hayatın temeli olduğuna dikkat çekilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de sevgi, insan için fıtri…
Yazar: Eşref Altaş Sevgi (muhabbet) söz konusu olduğunda tartışılan bir yığın soru vardır. Sevgi nedir? Sevginin varlık yapısı nedir? Tabii nesneler ve bitkilerin sevdiğinden söz edebilir miyiz? Hayvani arzu ve insani istek arasında bir fark var mıdır? Allah’ın kullarını sevmesi ne anlama gelmektedir? Günlük dilde farklı varlıklara duygusal meylimizi arzu, irade, rıza, istek, dostluk, hoşnutluk,…
„Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. (…) Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı (…) Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her…
11 Başlık rast makamındaki Tahir Karagöz ilahisinden alınmadır: “Sevgi baht olmuş ezelden bize/ Sizde bir türlü, bizde bir türlü/ Alaca düşmüş gördüğümüze/ Sizde bir türlü bizde bir türlü”. Yazar: Mehmet Demirci Sevgi yaratılıştan getirdiğimiz en güçlü duygulardan biridir. Kubbealtı Lugati’nde şöyle tarif edilir: “Sevgi; İnsanı karşılık beklemeden yakın ilgi, dostluk, şefkat, bağlılık göstermeye yönelten ve…
“Ben yalnızca O’na muhabbetimden ve duyduğum şevkten ötürü ibadet ettim.” Râbia el-Adeviyye “Muhabbet bu topluluğun izi (alâmet), yolun göstergesi (unvân) ve [Allah ile kul arasındaki] bağın (nisbet) düğümlenme yeridir.” Abdullah el-Ensârî el-Herevî Yazar: M. Nedim Tan* 1. Müslüman bilincin kökeni ilahi hitabı duymak, hareket noktası ise Hz. Peygamber’e uymaktır. Amacın yüceliği ve kuşatıcılığı, yöneldikçe derinlik…
Yazar: Vahdet İşsevenler* İnsanı tarif ederken onun faziletine odaklanıyoruz: İnsanın akıl sahibi olduğundan bahsediyoruz. Beşerî ilişkilerimizin zemininde de bu varsayımımız yer alıyor. İnsan akıl sahibi olmak münasebetiyle sorumludur; yol açtığı zararları telafi etmelidir. Modern ceza hukuku bu bağlamda kişisel sorumluluğu esas alır. Aklı başında olmadığı takdirde kişiyi cezalandırmaz. Kendi rızası dışında aklı başını terk ettiyse,…
Yazar: Selman Bayer Bizde “eve dönmek” Yahya Kemal’le başlar. Yahya Kemal I. Dünya Savaşı arifesinde Fransa’dan döner ve tarihteki Türklüğün tezahürüne yoğunlaşır. Bu dönem sadece yeni Türk şiirine değil, o şiirle sınırlarını çizmeye çalıştığı vatan, millet, tarih kavramlarının yeniden yoğrulduğu dönemdir. Tam da bu sebeple Tanpınar onu “eve dönen adam” olarak tavsif eder. Yahya Kemal…