Sayı 68


30 Haziran 2021

Yazar: Emmanuel Alloa* Resim sanatının doğuşu, bir umutsuzluk eyleminin sonucudur der bize Büyük Plinius. Sikyon çömlekçisi Butades’in kızı, genç sevgilisinin ertesi gün savaşa gideceğini öğrenince, hatıratı nasıl muhafaza edeceğini farkında olmadan keşfetti, hatta o sevgili, cepheden hiç dönmese bile. Gece vakti, el ayak çekilince, gaz lambasındaki zayıf alevin zar zor aydınlattığı bir odada genç kadın,…

30 Haziran 2021

Yazar: Muhammed Bedirhan* Çoğunlukla monistik bir metafiziği benimseyen sufilerin çok-katmanlı bir kozmoloji tasavvurları vardır. Bu çok katmanlı yapı hem mutlak birlikten çokluğun zuhurunu açıklayan hem de latiften yani cisim olmayandan kesife yani yoğun ve cismani olan şeye geçişi mümkün kılan çeşitli ara-yüzlerden veya ıstılahi adıyla söyleyecek olursak berzahlardan oluşan bir ontoloji doktrini üzerine kurulmuştur. Bu…

30 Haziran 2021

Yazar: Emanuele Coccia* Toplumlara ve devletlere sahip olmamızın ancak dil sahibi olmamızdan kaynaklandığını düşünürdük.1 Bu makale yazarın La Bien dans les choses kitabının İngilizce çevirisi için yazdığı giriş yazısının ufak miktarda kısaltılmış tercümesidir. Siyasi varlıklar olmamızın da ancak konuşabilmemiz sayesinde mümkün olduğunu. Eski Yunanların dilinde bir kişi ancak zoon logon echon olduğu için zoon politikon olur. Modern siyaset…

30 Haziran 2021

Geçmişte Osmanlı coğrafyasında yaygın bir şekilde var olan tarikatların günümüze intikalinde birtakım sorunlar yaşandı. Osmanlı Devleti’nin devamı niteliğindeki Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk yıllarında her türlü tarikat faaliyetini resmen yasakladı.1Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklar ile birtakım unvanların men ve ilgasına dair kanun, 30.11.1925’te kabul edildikten kısa bir süre sonra 13.12.1925 tarihinde Resmî Gazete’nin 243….

30 Haziran 2021

Yazar: M. Hakan Alvan Ehl-i beyt’i, On İki İmam’ı, On Dört Masum’u, On Yedi Kemerbest’i ve onların yolundan gidenlere sevgi ve sadakat ve Yezîd-meşrep zalimleri sevmeme (tevellâ ve teberrâ); Kerbelâ matemi Alevî ve Bektâşî nefeslerinin en önemli özelliğidir. Şükrü Elçin’e göre “Bu fikir halitasını terennüm eden şairler aşk ve muhabbete, Allah-Muhammed-Ali üçlüsüne, Âl-i Abâ’ya fazlın…

30 Haziran 2021

Yazar: Mehmet Cemâl Öztürk* Asıl adı Mâhbe b. Bûzehmeşân b. Mürselân b. Yehbûzân olan Selmân-ı Fârisî (v. 36/656 [?]) Müslüman olduktan sonra Selmân İbnü’l-İslâm diye tanınmış, Selmân el-Hayr, Selmân-ı Pâk veya Selmân el-Hakîm diye de anılmıştı. Selmân-ı Fârisî, İran’ın İsfahan şehrine bağlı “Cey” köyünde Zerdüşt bir ailede dünyaya geldi. Babası Zerdüşt din adamı, köyün dihkanı…

30 Haziran 2021

Yazar: Semih Ceyhan* Cumhuriyet ideolojisinin Türklük olgusundan hareketle halk kimliğini inşa ve tahkim sürecinde, yeni dönemin aydınları dil milliyetçiliğinden millî din felsefesine ve Türk toplumsallığından estetik düşüncedeki yerlilik vurgusuna uzanan yelpazenin her bir kıvrımını tarihsel araştırmanın verileriyle, ancak politik hedefler doğrultusunda bezemeye pek eğilimliydiler. Köprülüzade Mehmed Fuad (Köprülü) 1912’de Türk Yurdu dergisinde kaleme aldığı iki…

30 Haziran 2021

Yazar: Abdelfattah Kilito* Eskileri okumanın özelliği nedir?1Bu makale yazarın Fî cevvi mine’n-nedemi’l-fikrî (Entelektüel Pişmanlık Atmosferinde) (Milan: Editions Almutawassit, 2020) kitabından alınmıştır. Eskiler bizim dünyamıza ait değiller, huzur içinde uyuyorlar, onları uyandırmamızı da istemiyorlar. Bırakalım da ölüler gömsün ölülerini. Ama yargımızda bir anlığına tereddüt edebilir ve belki de onlarla kurulan iştirakten faydalar, kazançlar sağlanabileceğini varsayabiliriz. Yine de onlardan…

30 Haziran 2021

Yazar: Selman Bayer İnsanın neden yazdığı sorusu insanın yazma serüveni kadar eskidir. Farklı dönemlerde, farklı kültürlerde verilen cevaplara bakıldığında, sebep ne olursa olsun hemen hemen aynı sonuca varılır: bir başkasına ulaşmak! Yazmak ikiz kardeşi anlatmakla birlikte insanın sosyal bir varlık olduğuna, bir ötekine ihtiyaç duyduğuna dalalettir artık. Yani, “Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız” diyen şairle “Cehennem…

30 Haziran 2021

Yazar: Muhammed Vural* 19. yüzyılın ilk çeyreğinde akademik bir disiplin olarak şarkiyat, İngiltere’den sonra adım adım Batı Avrupa’da neşvünema bulmaya başlamıştır. Fransız oryantalist Silvestre de Sacy’nin (1758-1838) gayreti sayesinde Paris şehri, entelektüel seviyede Doğu’yla tanışmanın merkezi hâline gelmiştir. Çalışmalarından çok yetiştirdiği öğrencileriyle etkili olan De Sacy, çok sayıda Alman öğrencisi sayesinde Alman şarkiyat bilimlerinin kurulmasına…