Sayı 73


03 Ekim 2022

Mine Çaha Tarih düz bir çizgi hâlinde gelişim göstermez. Paradokslarla gelişir, açılır ve katlanır. Modern zamanlar bilhassa karmaşık, gerilimli ve salınımlı bir zaman anlayışına sahiptir. Modern öncesi şayet ki döngüsel zamana göre düzenlenmiş ise modern zamanlar, lineer olarak düşünülmesinin aksine son derece paradoksaldır. Modern zamanların paradoksallığını en iyi anlatan cümle kanaatimce Charles Dickens’ın İki Şehrin…

03 Ekim 2022

Ismail Fajrie Alatas* 18 Haziran 2012 gecesi Endonezya’nın Orta Cava eyaletinin başkenti Semarang’ın en büyük meydanında Mevlit Kandili kutlandı. Endonezya’nın en etkili çağdaş tasavvuf üstatlarından biri olan Habib Lutfi bin Yahya (doğumu 1947, Pekalongan, Orta Cava) ve Endonezya Kara Kuvvetleri Orta Cava Bölge Komutanlığı (KODAM) ortaklığıyla düzenlenen etkinlik, Semarang ve çevre illerden binlerce Müslüman’ı çekmenin…

03 Ekim 2022

Hüseyin Etil Eleştiri Çağında Din   I. Kant, “Aydınlanma Nedir” adlı meşhur denemesinde aydınlanmanın ne olduğunu ortaya koyduktan sonra “aydınlanmış bir çağda yaşayıp yaşamadığımızı” soruyordu. Cevabı ise “Aydınlanmış bir çağda yaşamıyoruz ama aydınlanma çağında yaşıyoruz.” biçimindeydi. Kant’ın sorusu din ve modernite tartışmalarına uyarlandığında karşımıza şöyle bir soru çıkıyor: Sekülerleşmiş bir çağda mı yaşıyoruz, yoksa seküler…

03 Ekim 2022

Yalçın Çetinkaya* İnsanoğlu, sesleri bir enstrüman vasıtasıyla veya kendi kabiliyetiyle birbiriyle ahenkli bir araya getirme becerisiyle elde ettiği sanata müzik adını vermiş. Aslında insanın, sesleri ahenkli bir şekilde bir araya getirme işi, tasavvuf ehlinin, insanın bezm-i elestte işittiği “Elestu biRabbikum” ilahi hitabına bağladığı, bu ilahi hitab ile ilişkilendirdiği yüksek seviyeli bir iştir. Müzik, insanla birlikte…

03 Ekim 2022

Volkan Ertit Sekülerleşme tartışmaları Avrupa ve Kuzey Amerika’da yer alan ülkelerdeki sosyal bilim dünyası için yeni bir alan değil. Özellikle 1960’lardan sonra bu bölgelerde yaşayan toplumların sekülerleşmesine dair sayısız makale ve kitap yayımlandı. Ancak Türkiye’de böyle bir tartışma ile sadece son 10 sene içinde karşılaşıyoruz. Yani söz konusu sekülerleşme kavramı olduğunda, Batı’da neredeyse 60 yılı…

03 Ekim 2022

Jason W. Alvis Bu dünyada sıkıntı yaşayacaksın. Ama cesaretini topla – ben dünyanın üstesinden geldim. (Yuhanna 16:33) “Seküler” kavramının geniş ve karmaşık çeşitliliği, belirli ve benzersiz bir görme şeklinin kaynaklarından yararlanır ve ardından onu besler. Faaliyetleri ve işlevleri, bu dünyada, içinde yaşadığımız uzayda, çağda ve zamanda “bilinen” olana nötr, açık ve net bir şekilde göründüğü…

03 Ekim 2022

 Ekrem Demirli       “Tanrı’nın varlığını bilmek bedihi bir bilgidir.” (İbnü’l-Arabî metafiziği)   “Tanrı’nın varlığının kanıtlanması veya reddedilmesi eşit ölçüde imkânsızdır.” (Kant’ın Tanrı telakkisi, mealen)     Giriş Yerine: Dindarlık Ölçülebilir mi? Toplumsal ve bireysel hayatta dinin etkinliği üzerinde kesin kanaatlere varmak, hâlihazırdaki durumu doğru tespit etmek bir yana, gelecekle ilgili öngörülerde bulunmak zordur….

03 Ekim 2022

Hartmut Rosa*   Evet doğru. Mültecilerin içeri girmelerine izin verirsek ve onlarla ilişki kurarsak, bizi değiştirirler; dönüşeceğiz ve çok geçmeden artık aynı kişi olmayacağız, farklı insanlar olacağız! Bu nedenle, mülteci sorununun toplumumuz için bir meydan okuma olmadığını iddia etmek kesinlikle yanlış olur. Yine de bunu kabul etmek, hiçbir şekilde bununla başa çıkmanın en doğru stratejisinin,…

03 Ekim 2022

Christophe Bouton*   Giriş Hadise terimi iki ana anlama sahip.[1] Latince evenire (ortaya çıkmak, vuku bulmak, olmak) fiilinden gelen bir anlama göre dünyada vuku bulan her şeyi isimlendirir. Modern zamanlarda kelime sıra dışı, belirleyici olan şey anlamını kazanmıştır; “zaman içindeki beklenmedik kırılmayı” tarif eder hâle gelmiştir (Dosse 2010:3). Hadise tarihinde daha yaygın olan bu ikinci…

03 Ekim 2022

Asım Cüneyd Köksal*   İrade özgürlüğü meselesi kadar insan düşüncesini zorlayan ve meşgul eden başka bir başlık bulabilmek güçtür. Cemil Meriç özgür irade meselesinin önemli düğüm noktalarını şu çarpıcı ifadelerle özetlemişti: “Hürriyetin varlığı vicdanın şehadetiyle sabit. İnsanlık tarihi de, içtimai müesseselerin bütünü de, hürriyetin inkâr edilmez delilleri. Hareketlerimizde hürüz, ama mutlak bir bağımsızlık da yok….