Sayı 74
Margaret Paxson* Diyelim ki aniden bir sosyal bilimci oldunuz ve barış üzerine çalışmak istiyorsunuz.[1] Yani, barışçıl bir toplumu neyin oluşturabileceğini anlamak istiyorsunuz. Diyelim ki yıllarca dünyanın çeşitli yerlerinde yaptığınız çalışmalarda etrafınız şiddet ve savaş tanıklıklarıyla çevrildi. İnsanlardan, dayakları, tutuklamaları, cinayetleri ve tecavüzleri dinlediniz; kaçırılmaları, yemeğinizi ya da hayatınızı sizden almak isteyen siyah maskeli adamları…
Ekrem Demirli “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım (dedi Allah); melekler, ‘Yeryüzünde bozgun çıkartacak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın’ dediler.” (Ayet-i Kerime) “Simurg bir gece Çin semasında uçarken kanadından bir tüy düştü, herkes onun güzelliğine hayran oldu, dünyadaki kavganın sebebi bu.” Feriddüdin Attar Tolstoy doğada bahar mevsimiyle birlikte yaşanan yenilenmeyi en ince ayrıntılarıyla…
İbrahim Bahçi Giriş Bu yazıda realist bir pozisyona yakın duran muhtelif çağdaş felsefeciler tarafından olgu konstrüktivizmi denilen bir teze karşı “olgusallık argümanı” diye ifade edilebilecek bir yaklaşım biçimi tanıtılacaktır. Konstrüktivizm (inşacılık) ve sosyal konstrüktivizm gibi kavramsallaştırmalar genelde anti-realist pozisyonların bir türü veya gerekçelendirme yöntemi olarak karşımıza çıkmakta.[1] Bu minvalde “gerçeklik” denilen şeyin kendisinin veya ona…
Jeffrey Andrew Barash* “Hipotezler” dizisi dâhilinde sunduğum kısa katkı, son dönemde çağdaş tarihsel teori söylemi çerçevesinde ortaya çıkmış temel bir kavram olarak gördüğüm şeye odaklanır. Benim analizim elbette hipotetik; üstelik sadece teorik niteliği bakımından da değil, aynı zamanda benim ana dilim olmayan bir dile mensup Evidenzwandel teriminin inceliklerini yorumlamayı önermemden dolayı—benim ana dilimde bu…
Selahattin Akti* Batı Felsefesi Tarihi adlı eserinin girişinde felsefenin teoloji ve bilim ile olan ilişkisine değinen Bertrand Russell, felsefeyi diğer ikisinin arasında konumlandırır. Ona göre felsefe, bir yandan teoloji gibi sağlam bilginin şimdiye kadar kesinleştiremediği konulara yönelik spekülasyonlardan oluşurken, diğer yandan bilim gibi, geleneğin ya da vahyin otoritesi yerine daha çok insan aklına başvurur. Bu…
Emre Şan Fenomenoloji ve antropoloji arasındaki kuramsal ilişkiler yirminci yüzyılın en verimli tartışmaları arasındadır. Bunlardan birine Sabah Ülkesi’nin 73. sayısında yayınlanan Edmund Husserl’in Lucien Lévy-Bruhl’e yazdığı ünlü mektupta tanık oluruz.[1] Bu mektubu ve onu açıklayan zengin giriş yazısını okuduğumda eldeki yazıyı yazmaya karar verdim. Çağdaş fenomenoloji Husserl’den bir yüzyıl sonra kendini antropolojinin sorularıyla yakıcı…
Richard Capobianco* Neredeyse 40 yıldır Heidegger’in düşüncesi üzerine kafa yoruyorum ve son zamanlarda özellikle “geç dönem Heidegger”e yöneldim. Geç dönem Heidegger, erken dönem Heidegger’den birçok açıdan farklıdır ve bu farklılıkları şu üç kitabımda tartıştım: Engaging Heidegger (Heidegger’le Meşgul Olmak), Heidegger’s Way of Being (Heidegger’in Varlık Yolu) ve yakın zamanda yayımlanan Heidegger’s Being: The Shimmering Unfolding…
Söyleşi: Kadir Filiz Filoloji, tarih, felsefe ve arabistik alanlarında eğitim gören Dag Nikolaus Hasse, Londra Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamıştır. Almanya’da Würzburg Üniversitesi’nde felsefe bölümünde hocalık yapmaktadır. Orta Çağ düşüncesi ve bilimi, Arapça felsefenin Latin dünyadaki etkisi gibi alanlarda önemli çalışmaları bulunan akademisyen, çalışmalarıyla Almanya’nın en önemli ödüllerinden birisi olan Leibniz-Preis’ı almıştır. 2016 yılında yayınlanan Success…
Asım Cüneyd Köksal* İnsan seçimlerinde ne dereceye kadar özgür sayılabilir? Bir taraftan doğanın bir parçası olması bakımından insanın tabi olduğu yasalar, diğer canlılarla müşterek olduğu yeti ve kuvveler ile diğer taraftan akıllı bir varlık olması bakımından sahip olduğu nitelikler, onu ne dereceye kadar özgür kılabilir? Bu soruları, İslâm düşünce geleneğinde irade özgürlüğü problemine tahsis edilmiş…