Sayı 83


01 Nisan 2025

Asım Cüneyd Köksal* “‘Başka’ Ekseninde Adalet ve Ahlak” başlıklı yazımın sonunda, Mâverdî’nin Edebü’d-dünyâ ve’d-dîn isimli kitabından hareketle (onun “kapsayıcı adalet” (adlün şâmil) dediği) şümullü erdemin özelliklerine temas edilmişti. Mâverdî böyle şümullü biçimde anlaşılan adaleti kişinin kendinde gerçekleştireceği adalet ile başkalarında gerçekleştireceği adalet olmak üzere temelde iki kısma ayırıyordu. Esasında Mâverdî gibi sarih ifadelerle ifade etmese…

01 Nisan 2025

Harald Viersen* Çağdaş Arap düşüncesi üzerine yaptığım tez çalışmamın üzerinden birkaç yıl geçmişti ki, yaptığım aramalarda Türkçe yayınlar karşıma çıkmaya başladı.[1] Bu makaleler, özellikle, o dönemde araştırmamın önemli bir parçası olan bir kişiyle ilgiliydi: Faslı filozof Taha Abdurrahman -ya da kısaca Taha, çünkü aslında soyadı bu. Konuyu biraz daha derinlemesine incelemeye başladığım zaman, gördüm ki…

01 Nisan 2025

Erdal Yılmaz* Felsefeyi en genel anlamda, “Akıl yoluyla gerçek ve iyi olanın bilgisinin tutkulu arayışı” olarak tanımlasak da felsefe ile uzmanlık düzeyinde iştigal edenler, “Felsefe nedir?” sorusuna doğrudan bir cevap vermekten genelde kaçınırlar. Çünkü her filozof tarafından kabul görecek kapsayıcı bir tanım verebilmek pek mümkün gözükmemektedir. Nitekim felsefe tarihine de bakıldığında, her ne kadar “felsefe”nin…

01 Nisan 2025

Nail Okuyucu* Peygamberler tarihiyle ilgili Kuran ve hadislere dayalı bilgilerimiz, ilke olarak bütün peygamberlerin şeriat sahibi olduğunu, bazı peygamberlerin kendileriyle anılacak şeriatları bizzat vaz ederken diğer bazılarının onlara tabi olarak mevcut şeriatları sürdürdüklerini gösterir. Bu bilgiler etrafında şekillenen düşünceler ve geriye dönük tasavvurlar, bizi peygamberlik müessesesi ve şârilik yetkisinin kendisinde en kâmil surette tecelli ettiği…

01 Nisan 2025

Taha Tunç* Felsefede yöntem, ya göz önünde bulundurmaya hiç layık görülmez ya da dikkate alındığı takdirde felsefi düşünme imkânına ket vurma tehlikesine yol açar. İlk ihtimalde, felsefede yöntemin önemli olmadığını, çünkü yöntemsiz de idare edilebildiği düşünülür; ikinci ihtimalde ise, yöntem bir kurallar silsilesi olarak kavrandığından yönteme aykırı bir yeniliğe kapalı kalınır. İki tavır da farklı…

01 Nisan 2025

Burhanettin TATAR* İnsanın “düşünen bir canlı” olarak tanımlandığı, düşüncenin neliği, türleri ve metodolojisi üzerine eserlerin yazıldığı, Kuran’ın tefekkürü emrettiği bir ortamda düşüncesizliğin pejoratif bir yargı konusu olması sıradan görünebilir. Bu sıradanlık, düşüncesizliğin “düşüncenin zıddı veya yokluğu” olarak ele alınmasından kaynaklı olmalıdır. Pek çok Kuran mealinde düşüncesizliğin “aklı kullanmama” olarak çevrilmesi, entelektüel düşüncenin gelişimine yönelik çalışmalarda…

01 Nisan 2025

Jacob Rogozinski* Ben bu metni yazmaya başladığımda beş göçmen Fransa’nın kuzeyindeki Pas-de-Calais’ye geçmeye çalışırken boğuldu.[1] Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz’de ya da başka bir yerde ölüp giden on binlercesine beş kişi daha eklendi. Yine aynı gün Britanya Parlamentosu sığınma talep eden göçmenleri Ruanda’ya göndermeye izin veren kanunu onayladı. İki hafta önce de Avrupa Parlamentosu “Göç ve…

01 Nisan 2025

Muhammet Esad Tiryaki[*] Giriş Günümüzde kent, farklı geçmişlere sahip kişilerin karşılaşmaları için merkez olmaya devam etmektedir. Çeşitlilik ve çok kültürlülükle ilişkilendirilen karşılaşmalar kent mekânında yoğunlaşır. Kent mekânı, Henri Lefebvre’nin öne sürdüğü gibi ‘karşılaşmalar alanı’ olarak öne çıkar.1 Ancak, karşılaşmalar alanı olarak kentte, her zaman olumlu çağrışımlar uyandıran ilişkiler söz konusu olmaz, bilakis karşılaşmalar kaygı, anlaşmazlık…

01 Nisan 2025

Söyleşi: Kadir Filiz Ekrem Demirli İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf anabilim dalında profesörlüğüne devam etmektedir. Tasavvuf ve İslam metafiziği alanında çok sayıda makale ve kitap kaleme almıştır. Yaptığı çok sayıda çevirilerden bazıları olarak Sadreddin Konevî’nin eserlerini tamamı ve İbnü’l-Arabî’nin Füsûs ve Fütûhât (18 Cilt) gibi temel eserleri sayılabilir. Sadreddin Konevî’nin 750. ölüm yıldönümü vesilesiyle yaptığımız…

01 Nisan 2025

Ömer Türker Tasavvuf tarihi, İbnü’l-Arabî’yle birlikte yeni bir döneme girer. İbnü’l-Arabî hem Yeni Eflatuncu kozmolojiyi hem de İbn Sînâcı varlık-mahiyet ve zorunlu-mümkün ayrımını tevarüs ederek sufilerin önceki tecrübe ve yorumlarını esas alıp yeniden yorumlamış ve kendisine özgü bir nazariyeye dönüştürmüştür. Bu nazariyenin iki temel işlevi olduğu söylenebilir. Birincisi, sufilerin tecrübelerini yorumlamasıdır. İkincisi ise sufilerin tecrübelerini…