Yazı Arşivi
M.Hakan Alvan Türklerin Orta Asya’da başlayan Müslümanlaşma sürecinde İslami kavramlar, İran kültürü üzerinden bize gelmiştir. Kur’an-ı Kerîm ve hadîs-i şerîf literatürü ile Arapça dilimize tesir etmiş olsa da İslam’ın temel ibadetlerini ifade ettiğimiz kelimeler -namaz, oruç, abdest gibi- Fars lisanından bize geçmiştir. Fakat çoğunluğu göçebe olan Türk halklarının ilmî olarak Arapçayı ve Farsçayı teferruatıyla bilmeleri…
Hasan Sevil* Tasavvufun temel meselelerinden birisi afaka değil, enfüse bakmaktır. İnsan çevresine değil, kendisine bakınca görmeye başlar. Çünkü görmenin kemali kendine bakmaktan geçer. Kendisine bakmayı becerebilen, âdet hâline getirebilen insan çevresini de hakkıyla görür. Güncel tabirle oto-kritik denen süreç tam da budur. İnsan kendisine bakmaya başladığında kendisinde gördüğü kusurlardan, eksiklerden ve sorunlardan başını kaldıramaz. Hâliyle…
Adem Beyaz* Antik Yunan dünyasının en önemli hatiplerinden biri olan Demosthenes MÖ 384/383 yılında doğmuş, MÖ 322 yılında ölmüştür; oldukça varlıklı ve saygın bir aileden gelmektedir. Demosthenes henüz yedi yaşındayken MÖ 377 yılında babası vefat etmiş ve ona yüklü bir miras kalmıştır. Ancak henüz çok küçük olduğu için 18 yaşına kadar bu mirastan faydalanamamış,…
Metin İzeti Giriş Aşk kavramı, ilahi ve insani tabiatın bir sıfatı olarak İslam, felsefe ve tasavvuf söyleminde ele alınmıştır ve sadece din ve ilahiyat açısından değil diğer bilim disiplinleri açısından da incelenmiştir. Aşk konusunu edebiyat, psikoloji, tıp, biyoloji gibi bilimlerle uğraşan ulemanın müfredatında da görmek mümkündür. Değişik alanlarda ele alınmasından dolayı, aşk tezahüründen ortaya…
Mustafa Eroğlu Prusya’nın 1866 yılında Avusturya’yı, 1871’de ise Fransa’yı yenmesinin ardından Alman Birliği kurulmuştur. Bismarck, iç ve dış politikada mutedil bir siyaseti tercih ederek yayılmacı bir politikaya mesafeli durmuştur. Bu dengeli politika sonucunda Almanya Doğu’da koloni elde etmede Fransa ve İngiltere’yle rekabet edemeyecek kadar geride kalmıştır. 1888 yılında II. Kaiser Wilhelm siyaset sahnesinde çıkarak Bismarck’a…
Yalçın Çetinkaya * Mekân, insanın kendi yaşama biçimine, tasavvur ve tahayyüllerine, zevklerine, kültürüne uygun olarak oluşturduğu yaşama alanlarıdır ve mekânda, onu meydana getiren insanın saydığım bu özelliklerinin yansımalarını görebilmek mümkündür. Bir mekâna girildiğinde, bu mekânın ait olduğu kültür ve yaşama biçimini, mekân tasarımından içerideki düzenlemeye kadar anlayabilmek mümkündür. Dolayısıyla mekân ile insan arasında bir uyum…
Havva Yılmaz Orta sınıf eleştirisi 1990 sonrası palazlanan Yeni Türk Sineması filmlerinin önemli temalarındandır. Türk sinemasının küreselleşmeye yönelik ilk adımlarını attığı 1980 sonrası dönemde yetişen yönetmenlerin, 1990’ların sonları ve 2000’lerin başlarında çektikleri filmlerle kendini gösteren Yeni Türk Sineması, Yeşilçam melodramlarının aksine mutlu sonları garantilemeden, çeşitli bireysel ve toplumsal konulara değinir. Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge…
Asım Cüneyd Köksal* İç İçe Geçmiş Hürriyet Tasavvurları Ahmet Hamdi Tanpınar’ın zengin ve çok katmanlı bir okuma deneyimi sunan Huzur romanının bir yerinde, İhsan karakteri doğu ve batı medeniyetlerini mukayese eder. İhsan, Müslümanlıkta ilk günah fikrinin olmayışı ve cennetten kovulma hadisesinin Hıristiyanlıktaki kadar üzerinde durulmamasının teolojiden sanata kadar her sahada tesir yaptığını biraz da hayıflanarak…
James R. Williams* Taş basamak nemli ve rahatsız. Her iki yanımıza oturmaya geliyorlar. Gözlerinde göz yaşartıcı gazdan kalıntılar; ikisi de ağlıyor. Burun delikleriniz yanıyor. Meydandan yükselen çığlıklar ve kalkan darbeleri duyulabiliyor. Bu gerçekleşen nasıl bir olay? Oldukça aşınmış bu taş basamak pek çok çağ gördü ve daha fazlasını görecek. Bazıları korkunç, diğerleri neşeli çağlar. Özgürlükten…
Harun KUŞLU* Mantık İslam düşünce tarihindeki gelişmelerin neticesinde dinî ilimler arasında sağlam bir şekilde yer edinebilmiş felsefi bir disiplin olsa da eleştiriye konu olmaktan kurtulamamıştır. Din ilimlerinin bazı mütehassısları kendilerinin mantık karşıtı tutumlarını muhtelif gerekçe ve söylemler yoluyla ortaya koydular. Yöntem ilimlerinden olması hasebiyle İslam dünyasına intikal ettiği ilk dönemlerden itibaren nahivle karşı karşıya konumlandırılmış…