Yazı Arşivi

02 Ocak 2023

Richard Capobianco* Neredeyse 40 yıldır Heidegger’in düşüncesi üzerine kafa yoruyorum ve son zamanlarda özellikle “geç dönem Heidegger”e yöneldim. Geç dönem Heidegger, erken dönem Heidegger’den birçok açıdan farklıdır ve bu farklılıkları şu üç kitabımda tartıştım: Engaging Heidegger (Heidegger’le Meşgul Olmak), Heidegger’s Way of Being (Heidegger’in Varlık Yolu) ve yakın zamanda yayımlanan Heidegger’s Being: The Shimmering Unfolding…

02 Ocak 2023

Emre Şan   Fenomenoloji ve antropoloji arasındaki kuramsal ilişkiler yirminci yüzyılın en verimli tartışmaları arasındadır. Bunlardan birine Sabah Ülkesi’nin 73. sayısında yayınlanan Edmund Husserl’in Lucien Lévy-Bruhl’e yazdığı ünlü mektupta tanık oluruz.[1] Bu mektubu ve onu açıklayan zengin giriş yazısını okuduğumda eldeki yazıyı yazmaya karar verdim. Çağdaş fenomenoloji Husserl’den bir yüzyıl sonra kendini antropolojinin sorularıyla yakıcı…

02 Ocak 2023

Selahattin Akti* Batı Felsefesi Tarihi adlı eserinin girişinde felsefenin teoloji ve bilim ile olan ilişkisine değinen Bertrand Russell, felsefeyi diğer ikisinin arasında konumlandırır. Ona göre felsefe, bir yandan teoloji gibi sağlam bilginin şimdiye kadar kesinleştiremediği konulara yönelik spekülasyonlardan oluşurken, diğer yandan bilim gibi, geleneğin ya da vahyin otoritesi yerine daha çok insan aklına başvurur. Bu…

02 Ocak 2023

Jeffrey Andrew Barash*   “Hipotezler” dizisi dâhilinde sunduğum kısa katkı, son dönemde çağdaş tarihsel teori söylemi çerçevesinde ortaya çıkmış temel bir kavram olarak gördüğüm şeye odaklanır. Benim analizim elbette hipotetik; üstelik sadece teorik niteliği bakımından da değil, aynı zamanda benim ana dilim olmayan bir dile mensup Evidenzwandel teriminin inceliklerini yorumlamayı önermemden dolayı—benim ana dilimde bu…

02 Ocak 2023

İbrahim Bahçi Giriş Bu yazıda realist bir pozisyona yakın duran muhtelif çağdaş felsefeciler tarafından olgu konstrüktivizmi denilen bir teze karşı “olgusallık argümanı” diye ifade edilebilecek bir yaklaşım biçimi tanıtılacaktır. Konstrüktivizm (inşacılık) ve sosyal konstrüktivizm gibi kavramsallaştırmalar genelde anti-realist pozisyonların bir türü veya gerekçelendirme yöntemi olarak karşımıza çıkmakta.[1] Bu minvalde “gerçeklik” denilen şeyin kendisinin veya ona…

02 Ocak 2023

Ekrem Demirli “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım (dedi Allah); melekler, ‘Yeryüzünde bozgun çıkartacak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın’ dediler.” (Ayet-i Kerime)   “Simurg bir gece Çin semasında uçarken kanadından bir tüy düştü, herkes onun güzelliğine hayran oldu, dünyadaki kavganın sebebi bu.” Feriddüdin Attar   Tolstoy doğada bahar mevsimiyle birlikte yaşanan yenilenmeyi en ince ayrıntılarıyla…

02 Ocak 2023

Margaret Paxson*   Diyelim ki aniden bir sosyal bilimci oldunuz ve barış üzerine çalışmak istiyorsunuz.[1] Yani, barışçıl bir toplumu neyin oluşturabileceğini anlamak istiyorsunuz. Diyelim ki yıllarca dünyanın çeşitli yerlerinde yaptığınız çalışmalarda etrafınız şiddet ve savaş tanıklıklarıyla çevrildi. İnsanlardan, dayakları, tutuklamaları, cinayetleri ve tecavüzleri dinlediniz; kaçırılmaları, yemeğinizi ya da hayatınızı sizden almak isteyen siyah maskeli adamları…

02 Ocak 2023

Muhammed Bedirhan*   Gözlemleyebildiğimiz kadarıyla içinde yaşadığımız evren, sürekli bir devinim içinde ve yatışmaz bir yapıya sahiptir. Oluş ve bozuluşu yani sürekli değişim, devinim ve dönüşümü Ay-altı Âlem diye adlandırdığı düzeye özgü kabul etmekle beraber Ay feleğinin üstünde kalan âlemin sabit ve değişimden korunmuş olduğunu varsayan Aristocu kozmolojinin aksine modern kozmoloji, evreni bize şiddetin kol…

02 Ocak 2023

Selman Bayer Edebiyatın binlerce yıllık geleneğinde hep bir iftihar tablosu olmuştur. Farklı dönemlerde, farklı coğrafyalarda ön plana çıkan, özellikle işaret edilen ve takdir edilen birçok edebî eser tarihe geçmiştir. Modern dönemle beraber Dünya Edebiyatı kavramı çerçevesinde birçok değerli liste oluşturulmuş ve zaman içerisinde güncellenmiştir. Bu listelerde muhtelif ayrışmalar olsa da genelde müşterek eserlerin sayısı daha…

02 Ocak 2023

Metin İzeti* İnsan, fıtratı gereği bireysel olduğu kadar, sosyal yönü de olan bir varlıktır. İnsana ait bu iki cihetin tamamen birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Bu anlamda insanın toplumsal yönünü içeren birlikte yaşama ahlakı hangi din, mezhep, ırk ve inanç olursa olsun tüm farklılıklara saygılı olmayı ifade eder. Fıtrata dayalı farklılıkları, yaratılışın ulvi tezahürünün bir…