Yazı Arşivi

12 Ekim 2020

Yazar: Bianca P. Acevedo* Bir kere bile âşık olduysanız sevdiğiniz insanla birlikte olmanın ve o insanı düşünmenin verdiği neşeyi bilirsiniz. Onun hakkında her şeyi bilmek, hayatının nasıl geçtiğinden haberdar olmak istersiniz, ve o insan hayatınızda olduğu için yaşam size daha anlamlı görünür. İşte bu romantik sevgidir, Batı tarzıdır, bilim insanları bunu şöyle tanımlar: “Belirli bir…

10 Ekim 2020

11 Bu makalenin daha uzun bir versiyonu 18 Ağustos 2020 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “İyilik, Güzellik” serlevhalı online konuşma dizisinde sunulmuştur. Yazar: Victoria Rowe Holbrook* Platon’un Symposion eseri, katılan her davetlinin aşkı öven bir konuşma yaptığı bir birlikte içme toplantısını/partisini anlatır. Davetliler – o günlerdeki son derece şekillenmiş oğlancılık kültürü içinde – meşhur olan oğlancılardı ve…

10 Ekim 2020

Yazar: John Russon* Seni iki türlü seviyorum: Biri kendimden kaynaklanan, diğeri sırf sen buna layık olduğun için ortaya çıkan. Râbia el-Adeviyye Birine kızmış olmanın neye benzediğini düşünün. Kötü muamele gördüğümüzde kızarız. O kötü muameleye karşı tavrımız düşüncede kalmaz, haksızlığa uğramamız tamamen bir düşünme meselesi değil. Bu daha ziyade iç organlarla ilgili bir tecrübe, bedenlerimizde hissettiğimiz…

08 Ekim 2020

Yazar: Cassandra Falke* Ben, sevginin öznel ve psikolojik bir tecrübe olmadığını, egonun konumunun tersine çevrilmesini kapsayan ve tüm dünyayı algılamada yaşanan küresel bir değişiklik olduğunu söylüyorum. (Marion, “What Love Knows” [Aşkın Bildiği], s. 31) Aşırılık Filozofu Jean-Luc Marion fenomenolojinin aşırılık kuramcısı, belki de aşırılık şampiyonudur. Christina Gschwandtner, Marion’un metinlerinin gerilimli bir dile ve şok edici…

08 Ekim 2020

Yazar: Muhammed Bedirhan Dünya kültür mirasının büyük bir kısmının teşekkülünü borçlu olduğumuz bir nihai ilke araştırsaydık kuşkusuz bu ilke aşk kavramında tecessüd ederdi. Zira aşk, adının kaynağı olan sarmaşık gibi hayatın her alanını saran ve insan elinin ürettiği her şeye nüfuz ederek onda etkisini gösteren en güçlü olgudur. En basit süs eşyalarından en karmaşık icatlara,…

06 Ekim 2020

Yazar: Katarina Majerhold* Aşk konusu birçok insanın ilgisini çekti ama çok az sayıda Batılı düşünür aşkı temel meselesi olarak ele aldı. Bu makalede bunları kronolojik bir biçimde sunacağım. Antik, Sokrates öncesi zamanlarda Empedokles’in Sevgi (Eros) ve Uyuşmazlık’ı (Neikos), Sokratik dönemde Platon’un Eros’u ve Aristoteles’in Philia’sı [arkadaşça sevgi] vardır. Orta Çağlarda Aziz Pavlus’un Agape’si, Aziz Agustinus’un…

05 Ekim 2020

Yazar: Anthony J. Steinbock* Post-sekülerliğin son dönemdeki söylemi, Jürgen Habermas’ın çağdaş seküler Batı demokrasilerinde bir şeylerin eksik olduğu gözlemi aracılığıyla ortaya çıkmıştır.11 Jürgen Habermas et. al., An Awareness of What is Missing: Faith and Reason in a Post-Secular Age, ter., Ciaran Cronin (Cambridge: Polity Press, 2010). Bir açıdan bu farkındalık, liberal devlet ile dinlerinw zaten…

01 Ekim 2020

Sinan Oruç ve Kadir Filiz Graham Harman çağdaş felsefede realist düşüncenin önemli isimlerinden birisidir. 1999 yılında tamamladığı doktorasının ardından Kahire Amerikan Üniversitesi’nde 16 yıl ders vermiştir. Şu an Southern California Institute of Architecture’da (Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü) ders vermeye devam etmektedir. Üretken bir yazar olan Harman 20 kitabın ve birçok makalenin yazarıdır. Türkçeye Nesne Yönelimli…

01 Ekim 2020

Yazar: Robert Pogue Harrison* İngilizcedeki geniş kapsamlı “love” kelimesi için Türkçede iki kelime vardır: aşk ve sevgi. Antik Yunanların ise üç kelimesi vardı: kişinin arkadaşları, ailesi ve vatandaşları için duyduğu muhabbet olan philia (anlam olarak sevgiye yakındır); nesnesini arzulayan tutkulu ve şehvetli arzu olan eros (anlam olarak aşka yakındır) ve agape. Bir annenin çocuğuna ya…

01 Ekim 2020

Yazar: Ekrem Demirli Aşk bir irade durumudur.” Aşk hakkında varabileceğimiz en faydalı tespitlerden birisi onun insan davranışlarıyla ilişkisini belirleyen bir ifade olabilir. Aşk bir duygu hâli midir, aklın bir işlevi midir, yoksa tanımlanamayan bir yeteneğimiz midir diye düşünürken onu “irade” zeminine yerleştirmek bize makul bir çerçeve verir. Bu sayede aşk – kendisi anlaşılmazlığı sevse bile…