Yazı Arşivi
Günümüzde insan ve hayvanlar arasındaki akrabalık vurgulanıyor; o kadar ki, örneğin maymunlar, şempanzeler, cüce şempanzeler ve goriller gibi bize çok benzeyen hayvanlarla insanı ayıran farkı silme eğilimimiz var. Kuşkusuz burada maksadımız bu maymunların bizim atamız olduğunu söyleyen evrimciliğin tezlerini soruşturmak değil, daha ziyade diğer tüm canlılara nispetle insanın özgüllüğünü meydana getiren şeye dikkat çekmek. 20….
Sinan Oruç ve Kadir Filiz Çağdaş düşüncenin önemli isimlerinden olan Markus Gabriel, genel okuyucuya da hitap eden felsefi eserlerle dünya çapında tanınan bir düşünür olmuştur. Bonn Üniversitesi Felsefe Bölümü Epistemoloji kürsüsünün başkanıdır. Bunun yanında Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika’da birçok üniversitede misafir öğretim görevlisi olarak dersler vermiştir. 28 yaşında profesörlük görevine başlamasıyla Alman üniversitelerinde Schelling’den…
Filozoflar ve teologlar insanın ne olduğunu tanımlamaya giriştiklerinde hemen her zaman konuşmalarını insan olmayanla bağlarlar. Yani insana dair çoğu tanım karşıtlık veya olumsuzlama yoluyla ilerler. O hâlde, bu minvalde insanın basitçe bir hayvan olmadığı ama ayrıca tanrı, melek veya bir cin de olmadığı söylenebilir. Bu yolla hayvanların bizden aşağı olduğunu ama tanrıların, meleklerin ve cinlerin…
Herhâlde nihai cevabı bize verilse bile hakkında zihnimizde bir boşluk hissedeceğimiz soru budur: Kimiz biz? Bilinebilen tarihinde insanın ürettiği her metnin gizli açık yöneticisi bu soruydu: İnsan kimdir? Kendimizi tanıma sürecinde tabiatı tanıdık, onun ardına geçerek tabiat-üstü varlık alanı ile ilişki kurduk. Mitolojilerde dile gelen beklentileri ve arzularıyla insanın hikâyesi felsefi düşüncede daha gerçek bir…
Seyh Tosun Bayrak, hayatının 92’nci kışını geçirirken gözlerini penceresinden dışarı daldırdı, baharın manasını gizleyen ön bahçedeki kel ağaçlara baktı. Gelmekte olan baharı görmeye ömrü vefa etmeyecekti. Zayıflamış vücudunu sevdiği koltukta doğrulttu, portakal suyu dolu bardağını sağındaki sehpaya koydu ve o yumuşak sesiyle, “her gün bir lütuftur” diye buyurdu. Başı sağ omuzuna doğru yaslandı ve sessizce…
Bu çalışmada Antik Çağ’da Yahudiliğin kimliklerini muhafaza etme ve Roma toplumunda tutunabilmesi, Geç Antik Çağ’da hem Gentile-Hıristiyanlığının yayılmasında hem de İslam’ın zuhurunda önemli rol oynayan ve monoteist (tek tanrılı inancın) Arap Yarımadasındaki temsilcileri olarak bilinen Haniflerin kısa tarihi, temel inanışları ve mahiyeti hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Bize göre İslam kaynaklarında mutlak tevhit inancını benimseyen ve…
Ramazan Kerîm” (kelimesi kelimesine “Ramazan cömerttir”) ifadesi Müslümanların Ramazan ayında birbirlerini selamlarken kullandıkları ifadedir. Bu selama “Allah Ekram” diye karşılık verilir, yani “Allah daha cömerttir.” Deyim hâline gelmiş bu karşılıklı konuşma, gündüz vaktinde bir konuk gelirse onu sıcak ve kibar karşılamanın asli kalıbı olmuştur. Oruç devam ederken, normalde âdet olduğu üzere, konuğa soğuk bir içecek…
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren, sanatın mabetleri olan müzeler, yerini olmasa da sanatsal prestijini bienal ve festivallere bırakmaya başladı. Film festivallerinin ortaya çıkışını bu paralellikte okumak anlamlı olabilir. Avrupa merkezli başlayan ve giderek her ülkede “sanat filmlerinin” gösteri alanı olan film festivallerinin, Türkiye gibi Müslüman ülkelerde yürürlüğe sokulan versiyonları, Batılı örneklerinin aşırı-yorumları olageldi çoğunlukla. Cannes,…
1889’da Stockholm’de İsveç-Norveç Kralı II. Oscar’ın himayesinde düzenlenen Şarkiyatçılar Kongresi’ne İstanbul delegesi olarak gönderilen Ahmet Midhat Efendi, yetmiş bir gün kaldığı Avrupa’nın “ahvaline” dair izlenimlerini Tercümân-ı Hakikat gazetesinde yayımlar. Bu yazıları bazı eklemeler, çıkarmalar ve düzenlemelerle daha sonra Avrupa’da Bir Cevelan adıyla kitaplaştırır. Bu eser, Yirmisekiz Çelebi Mehmed’le başlayan ve Avrupa ülkelerine başta sefir olmak…
Yazar: Muhammed Yahya Vural Geçtiğimiz yüzyıl, klasik şarkiyat araştırmalarının zirve noktasına ulaştığı bir dönemdir. H. Fleischer ve öğrencisi I. Goldziher gibi müsteşriklerin çalışmalarıyla XIX. yüzyıl sonlarına doğru Orta Çağ polemik kültürü aşılabilmiş ve modern şartkiyatçılık akademik dünyada yer edinebilmiştir. Ancak XX. yüzyıl şarkiyatçılığı, yüzyılların beslediği önyargılı yaklaşımdan tamamıyla sıyrılamamıştır. Bu sebeple filolojik uzmanlığı ve yüksek…