Yazı Arşivi

02 Ekim 2023

Hakan Alvan Sevgili dostlar bu yazımızda 100. yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetimizin ilk yıllarında müziğimize damgasını vuran bir dehadan bahsetmek istiyoruz. Osmanlı devleti yıkılmış, yerine yüzünü tamamen Batı kültürüne dönmüş yeni bir devlet yapısı kurulmuştu. Her sahada olduğu gibi müzik konusunda da batılılaşma devlet eliyle teşvik ediliyor, Millî Eğitimde sadece Batı müziği öğretiliyor ve tek kanallı…

02 Ekim 2023

Selman Bayer İnsan yolda kemal bulur. Dünyada olmak yolda olmaktır. Döneceği, bütün bir yolun muhasebesini yapacağı ya da yolu unutmaya koyulacağı bir evin olması buna engel değildir. İnsan meskunken de seferiyken de yoldadır. Yol bir oluş ihtimalidir. Yalnız geldiği ve yalnız gideceği bu dünyada bir yol hikayesi yaşar insan. Bu yol daha önce milyonlarca kez…

02 Ekim 2023

Tuba Deniz François Truffaut, Ocak 1954 tarihli Cahiers du Cinéma dergisine yazdığı bir yazıda fosilleşmiş yapım sistemlerine, senaryo yazarlarının hâkimiyetine, imgelem yoksunluğuna, teatral sinemasal söylem anlayışına, maddi huzura, ticari başarılara bağımlılığa saldırır. Cahiers du Cinéma etrafında kümelenen bir grup entelektüel genç tarafından şekillenen Yeni Dalga Sineması, geleneksel sinema diline karşı bir tavır geliştirir, o güne…

02 Ekim 2023

Havva Yılmaz Derviş Zaim sinemasının en belirgin özelliklerinden birisi biçime yönelik arayıştır. İlk filmi Tabutta Rövaşata (1996)’dan bu yana her filminde yeni bir formla seyirci karşısına çıkan yönetmen bu uğraşının sanatına özgünlük kattığı görüşünde: “Filmografim içinde değişik zamanlarda ortaya çıkmış, değişik üretim yordamları var ki bu durum beni mutlu ediyor. Hep aynı yere, aynı yapım…

02 Ekim 2023

Adem Beyaz* İmkânları dahilinde olabildiğince yayılmış bir imparatorluk fikri, ortalama tarih bilgisine sahip 21. yüzyıl bireyleri için olağan bir fikirdir. Bize bu fikri aşılayan da başta Roma ve Osmanlı imparatorlukları olmak üzere dünya tarihinde kendine yer bulan diğer imparatorluklardır. Bu devletler tüm siyasi stratejilerini fetih ve yayılma üzerine kurarlar, öyle ki siyasi tarih yazımı bile…

03 Temmuz 2023

Asım Cüneyd Köksal*   Özerkliğin İcadı Moderniteyi en iyi açıklayan, onun bütün tezahür ve kurumlarında cisimleşen temel tasavvur, özgür ve kendinin efendisi olan özne varsayımıdır, Mairet’nin ifadesiyle siyasetin kökene dair antropolojik varsayımıdır bu.[1] Kavramlar tarihçisi Koselleck bu noktayı şöyle açıklıyor: “Eskiden sadece özgür yurttaşlar ya da efendilerle sınırlı olan, insanın insanlar üzerindeki egemenlik hakkı, Aydınlanmadan…

03 Temmuz 2023

Christoph Schuringa*   “Batı” felsefesi bugün dünyadaki üniversitelerde yaygın olarak öğretilmektedir. Hakimiyeti öyle büyüktür ki, genellikle kendisinden yalnızca “felsefe” olarak bahsedilir. Bertrand Russell’ın Batı Felsefesi Tarihi’nin ilk sayfalarına veya benzer herhangi bir araştırmaya göz atan herkes, ilk Yunan filozofu Miletli Thales ile başlayan bir tarihsel anlatıya tanık olurlar. Russell’ın dümdüz bir şekilde öne sürdüğü gibi,…

03 Temmuz 2023

Nile Green* Küresel tasavvufun ne olduğunu araştırırken, öncelikle kavramları tanımlamak faydalı olacaktır.  İlk olarak, tasavvufu İslam’dan farklı bir şey olarak görmek yerine İslam tasavvufu üzerinden konuşmak en doğrusu olacaktır. Tasavvuf -ya da “İslam tasavvufu”- İslam inancının zahirî hukuki yönlerinin tamamlayıcısı olarak İslam’ın bâtıni manevi yönlerini ortaya çıkarmaya yönelik kaide ve uygulamalar olarak anlaşılabilir. Kur’an ve…

03 Temmuz 2023

Sean Dorrance Kelly*   31 Mart 1913’te Viyana’daki Musikverein Konser Merkezinin Büyük Salonunda, Alban Berg’in bir orkestra icrasının tam ortasında bir kavga patlak verir.[1] Ortalık karışır. Mobilyalar kırılır. Polis, konser organizatörünü, fazla tanınmayan opera bestecisi Oscar Straus’u yumrukladığı için tutuklar. Daha sonra duruşmada Straus, seyircilerin hayal kırıklığıyla dalga geçer. Yumruğun, bütün gecenin en uyumlu sesi…

03 Temmuz 2023

Anke Graness* Avrupa felsefesi tarihi araştırmaları, Platon’un diyaloglarında çeşitli düşünürlerin öğretilerini tasvir etmesiyle başlayan uzun bir geleneğe sahip olsa da Afrika felsefesi tarihi araştırmaları özellikle Sahra-altı Afrika söz konusu olduğunda görece genç bir disiplindir. Afrika’nın felsefe yapma kabiliyeti yüzyıllar boyunca bütünüyle inkâr edilmiş ve Afrika düşüncesi dünya düşüncesinin bir parçası olarak görülmemiştir (bkz. örneğin G.W.F….