Yazı Arşivi
Geçenlerde gezme imkânı bulduğum bir ebru sergisinde, zeminlerinde yaklaşık onar santimlik aralar bırakılarak iç-içe çerçevelenmiş üç ebruyu içeren bir levhaya gözüm takıldı. Ona özel bir ilgiyle baktığımı fark eden ebru sanatçısı hanım merakla yanıma yaklaştığında, kendisine bu levhayı tek teknede oluşturmasının mümkün olmadığını söyleyerek, nasıl yaptığını sordum. Gayet rahat bir eda ile hatta biraz da…
Cennet, hepimizin büyük bir merakla arzuladığı yerin adı. Orası hayatın ızdırabından uzak, -tabiri caizse- kurtuluşa ereceğimiz nokta. İdeal, kâmil ve harikulâde olan. Saflık, güzellik, yücelik, sonsuzluk ve sınırsız haz gibi olumlu tüm kavramları sinesinde barındıran, vadedilmiş mekân. Bazen altından ırmaklar akan bir bahçe, eşsiz bir manzara, bir bağ ve bazen de bir ülke, benzersiz güzellikler…
Yazımın aynı başlığı taşıyan ilk bölümünde tasavvufun doğuşuna ve ilk mutasavvıflara değinmiş, Osmanlı toplumunda tasavvufun yerini ele almış, Cumhuriyet sonrası yaşanan kırılma ve Mevlevilik’in (ve Mevlevi ayinlerinin) giderek bir gösteri hâline getirildiğini ifade etmeye çalışmıştım. Yazımın bu ikinci bölümünde, yaşanan yozlaşmayı ve bugün gelinen noktayı özetlemeye çalışacağım. YOZLAŞMA DÖNEMİ Uzun yıllar süren yasak döneminden sonra,…
Kültür toplumların geçmişlerini ve geleceklerini yansıtan aynadır. Bir yandan yaşanılana, diğer yandan gelecekteki muhtemel yaşam biçimlerine yön veren değerler toplamıdır. Geçen yüzyılın başında, “Berlin’in şu mu’azzam, mücessem, müheykel medeniyyetgâhının içinde bir öksüz vaziyetindeyim.” diyen Celâl Nuri hissince, günümüzde de aynı duygularla binlerce insanımızın yaşıyor olduğuna şahit oluyoruz. Avrupa medeniyetine mensup Almanya içinde mütemmim bir cüz…
Ülkemizin arkeolojik zenginlikleri hepimiz için, her zaman bir övünç kaynağı olmuştur; ancak uygarlık tarihi açısından bu kadar önemli bir birikime sahip olmanın bizlere övünmenin yanı sıra bazı sorumluluklar getirdiği de genellikle göz ardı ettiğimiz bir konudur. Bu yazı kapsamında ne ülkemiz topraklarında yaşamış olan kültürleri ana çizgileri ile tanıtmaya, ne de arkeolojik kalıntıların zenginliğini, ören…
Göbeklitepe, Şanlıurfa’da bulunan, dünyanın bilinen en eski mabetler topluluğunun bulunduğu bölge. 1963’te fark edilen kazı bölgesinin önemi, yaklaşık 10 yıl önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren bir köylü sayesinde anlaşılıyor. Göbeklitepe, insanlığın doğduğu yer olarak kabul ediliyor ve son yılların en büyük arkeolojik keşfi olarak nitelendiriliyor. Zira şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen…
Hollwood, Bollywood’un İzinden mi Gidiyor? Yolculuğuna, ülke henüz sömürgeci devlet egemenliği altındayken, 1912 yılında başlayan ve son yüzyılda dünya çapında en parlak dönemini yaşayan Hint sineması, kendinden beklenen patlamayı yaparak, kitleler üzerinde “yumuşak güç” olarak önemli bir etki aracı hâline gelmiş ve Hollywood’la rekabet edecek duruma gelerek Hollywood yapımcılarını, hem Hollywood hem de Bollywood sinemasının…
Hindistan bizim için Binbir Gece hikâyelerinin, matematikte sıfırın, sosyologlara göre birer kültür taşıyıcısı olan göçmen romanların anavatanıdır. Türklerin Hintlilerle uzun boylu kavgaları olmamış, eski Türkler tuğlarında/nevbet takımlarında Hintli müzisyenlerden yararlanmışlardı. İslam’ın yayılmasından sonra da kuzeyde kurulan Türk devletlerinin yönetimlerini benimseyen Hintli müzisyenler zamanla değişik bölgelere dağılmış, sanatlarını icra etmiş olmalıdır. 1800 yılından sonra İngilizlerin kurdukları…
Dünyanın en eski ve zengin medeniyetlerinden birine sahip olan Hindistan, bu zengin ve köklü kültürüyle dünya edebiyatlarına ve felsefelerine tesir etmiş, egzotik ve büyülü dünyasıyla yüzyıllardan beri insanlar için eksilmeyen bir alâka merkezi olmuştur. Uzun ve karışık tarihin beslediği muhayyile onu masallar ve efsaneler ülkesi hâline getirmiştir. Hindistan bu cephesi ile yazılı ve sözlü edebiyat…
İslam âleminin yetiştirdiği en büyük bilgin, bütün zamanların en büyük bilginlerinden biri, evrensel deha, ilk Hindolog… Bu sıfatlar uluslararası akademyada Biruni’ye atfedilen sıfatlardır. Ebu Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Biruni künyesiyle bilinen bu büyük âlim, 973 yılında, bugünkü Özbekistan sınırları içinde bulunan Harizm’de doğmuş; tahminen, son kitabını yazdığı 1050 yılından kısa bir süre sonra, bugünkü Afganistan…