Yazı Arşivi

31 Mart 2022

Yazar: Bakhadir Musametov* Bilim, etkin ve makul bir faaliyet olarak kalabilmek için her zaman kendi sınırlarını korumak zorundadır.[1] Sınır duygusunun kaybolması, bilimi her zaman –insanı bir tür “sanal” gerçekliğe kilitleyen– hayalî projelere hapsetmiştir. Bu nedenle bilim felsefecileri, bilimi sabitleştirilmiş bir rasyonel bilginin kullanıldığı bir yöntem yardımıyla elde edilen şey olarak da tanımlarlar. Herhangi bir sabitleme…

31 Mart 2022

Yazar: Mehmet Zahit Tiryaki*  Dünyanın içinden geçen yolu bulmak Daha zordur dünyanın ötesine gideni bulmaktan Wallace Stevens     Kendisine “ben” diyerek atıf yaptığımız, düşünsel ve eylemsel etkinliklerimizin öznesi olma payesi verdiğimiz şeyin gerçekte ne olduğuna ve nerede başlayıp nerede bittiğine bir türlü karar veremiyoruz. Diyelim ki, 12.03.2011 tarihindeki ben ile 12.03.2022 tarihindeki ben ne…

31 Mart 2022

 Yazar: Graham Priest*  Düşüncenin Sınırı  Düşüncenin sınırları var mı? Bu soruyla pek çok şey kastedilebilir; ama bir anlamda, bir şey hakkında düşünmek onu kavramsallaştırmak, karakterize etmek veya bir şekilde tanımlamaktır. Bundan sonraki süreçte kastedeceğim şey budur. Peki bu anlamda düşünülebilecek şeylerin sınırları var mı? Elbette aklımıza gelmeyen şeyler vardır. Böyle örnekler verilemez; çünkü bunu yapar…

31 Mart 2022

Yazar: Yalçın Çetinkaya* İnsan, maddi varlığı bakımından sınırlı bir yaratıktır. Mesela insan gözü 400 ila 700nm (nanometre) aralığını görebilecek özellik, kabiliyet, hassasiyet ve yapıya sahiptir. 700nm üzeri IR (Kızıl ötesi) ile 400nm altı UV (Ultraviyole) ışınlarını göremez. İşitmesi de sınırlıdır. İnsan 16 ila 16.000 veya 20 ila 20.000 hertz (frekans) aralığındaki sesleri işitebilir. Bu sınırların…

31 Mart 2022

Yazar: Thomas Nail* Bundan otuz yıl önce, bütün dünyada on beş tane sınır duvarı vardı. Bugün ise yetmiş duvar ve bir milyarı aşkın ulusal-uluslararası göçmen var. Önümüzdeki kırk yıl içinde, küresel ısınma yüzünden göçmen sayısı iki katına çıkabilir. Son yirmi-otuz yılda, bu krizlerden çıkar sağlamak (ve devam etmelerine yardım etmek) amacıyla tasarlanmış ve giderek daha…

31 Mart 2022

Yazar: Mustafa Hakan Alvan Bu yazımızda Türk kültür tarihinin en renkli simalarından olan Neyzen Tevfik’i tanımaya gayret edeceğiz. Neyzen Tevfik 24 Mart 1879’da Bodrum’da doğdu. Babası Hasan Fehmi Efendi Samsun’un Bafra ilçesinde doğmuş, İstanbul’daki medrese tahsilinden sonra Bodrum’a Rüştiye muallimi olarak tayin edilmiş, açık görüşlü, dindar kimlikli, ideal bir baba figürüdür. Neyzen’in annesi Emine Hanım…

31 Mart 2022

Yazar: Hasan Sevil Hazreti Peygamber’in mucizelerinden birisi olan Miraç vuku bulduğu günden itibaren üzerinde çokça konuşulan konulardan birisi olmuştur. Samimi bir şekilde iman eden Müslümanlar bu harikulade durumu olduğu gibi kabul ederken bir kısım Müslümanlar da Miracın mahiyeti hususunda farklı görüşler ortaya atmışlardır.[1] Her ne olursa olsun böyle bir mucizenin gerçekleşmesi hususunda hiçbir şüphe veya…

31 Mart 2022

Yazar: Selman Bayer Edebiyat öğretilebilir bir şey midir, eğer öyleyse nasıl öğretilmelidir gibi sorular dünyanın her yerinde farklı düzeylerde de olsa tartışılagelen meseleler. İrili ufaklı beylikler olarak hayatına devam eden edebiyat camiamız da bundan ari değil elbette. Ulus devletin kurulmasından itibaren neredeyse yüz yıla varan bir süredir, edebiyat camiamızda da edebiyat eğitimine dair tartışmalar hep…

31 Mart 2022

Yazar: Jonathan Parkes Allen* İnsanlık tarihinin büyük bölümünde gecenin çöküşü şu anlama geliyordu: Koyu karanlığın bastırması ve Ayla yıldızların ışığına ya da –insana has olarak– alevin ışığına bel bağlamak. Gelgelelim diğer duyular geceleri yol almada gayet önemliydi, dolunayın aydınlattığı gecelerde bile. Dokunma, işitme hatta koklama ve tatma koyu karanlıkta bir dizi fenomenolojik etkilenmeyle birlikte iyice…

31 Mart 2022

Yazar: Ensar Karagöz* Son on yıldır Şam şehrinin adını daha çok duyar olduk.[1] İç savaşın neticesinde ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca insan yanlarına kültürlerini, gelenek ve göreneklerini alarak arkalarında vatanlarını bırakmak zorunda kaldılar. Halep, Şam, Humus gibi büyük şehirlerden göç eden bu insanların belki de büyük çoğunluğu bugün İstanbul’da ikamet etmektedir. Bir kısmı bu…