Yazı Arşivi
Manuel Knoll* Osmanlı İmparatorluğu devrinde yurtdışına okumaya giden öğrenciler genelde Fransa’yı seçmişti. Osmanlı yöneticileri ve seçkinleri Fransızcayı ikinci dilleri gibi konuşurdu. 1868 yılında kurulan Galatasaray Lisesi’nin etkisi burada yadsınamaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinde, özellikle 1933 ve sonrasında, Osmanlı Devleti’yle özdeşleşen Fransız eğitim usulü geri planda kalmıştır. Osmanlılar ve Almanların yakın ilişkiler kurduğu I. Dünya Savaşı’ndan…
Brandon Keim Dünyanın en güçlü korumacılarından bazıları yaban doğadan vazgeçiyor ama büyük bir hata yapıyorlar. Birkaç yıl önce, biyolog bir arkadaşıma, çevreci ortamlarda yeni moda olan eğilimlerden biri hakkında ne düşündüğünü sormuştum: El değmemiş doğa bir yanılsama mıydı, çok sevdiğimiz bakir doğa aslında hiç var olmamış köhne bir inşa mıydı? Ahşap iskeledeki görevini henüz tamamlamıştı;…
Ekrem Demirli Soruya basit bir yaklaşımla olumlu ve olumsuz yönlerini dikkate alarak cevap verilebilir: Her çağda dinî referanslı bir ahlak savunulabilir lakin bu iddiayı faydacı veya “imancı” olmayan önermelerle inşa etmek güç, hatta mümkün değildir. “Dinî referanslı bir ahlak savunulabilir” çünkü hâlihazırda dinler yeryüzünde etkinliğini yitirmiş değildir. Yapılan araştırmalar birçok alanda dinin toplumlardaki etkinliğini güçlü…
Andrew Sepielli* Birçok akademik alanın “ahlakı araştırdığı” söylenebilir. Normatif etikteki felsefi alt disiplinler, ahlakı en yakın mesafeden araştıran alanlardır. İnsanların ve toplumların ahlak hakkında nasıl düşündüğü ve konuştuğu meselesine odaklanmak yerine, normatif etik hocaları şeylerin ahlaken neden iyi ya da kötü olduklarını anlamaya çalışır. Meta-etikteki felsefi alt alanlar da pek tabii “meta” perspektifini benimser ve…
Asım Cüneyd Köksal* İnsanın kendine özgü bir varlık olarak kavranışında ahlakın yeri nedir? İnsani eylemin ahlakiliğinin koşulları ve burada özgürlüğün yeri nedir? Ahlakın kökeni nedir? Hususen ahlak ile din arasındaki münasebet nedir (birisi diğerinin kaynağı mıdır, yoksa ikisi birbirinden bağımsız mıdır)? Tanrısız bir ahlak tasavvuru mümkün mü? Akıl yahut ahlak duyusu (yahut vicdan) ahlakın kaynağı…
Eric Schwitzgebel* Yedi yaşındaki bir çocuk, felsefenin temel sorunlarının hepsini anlayabilir. Tanrı varsa neden kötü şeyler oluyor? Şu kapalı kapının ardında bir dünya olduğundan nasıl emin olabiliyoruz? Ölüp gittiğimizde toprak mı olacağız? İnsanları zevk için öldürdükten ya da soyduktan sonra cezalandırılmasaydık yine de bu eylemleri yapar mıydık? Sorular gayet doğal, ama cevapları zor tabii. Sekiz…
Selman Bayer Bugün ahlaksızlık temel bir insanlık hâli. İnsanlık artık düzenli bir kaosun içinde yaşıyor. Binlerce yıllık tecrübesine dair inancı neredeyse tükendi. Bütün o tecrübe sürekli güncellenen bir nihilizmin içerisinde yalan yanlış hatırlanan bir hatıra gibi. Bu da bizi köksüzleştiriyor, tedirgin ediyor. Sağlam adımlarla yürüdüğümüzden eminken bir anda altımızdaki zeminin başına buyruk hareket ettiğini fark…
Nail Okuyucu* Hz. Peygamber’in (a.s.) kavil, fiil ve hâlleriyle sunduğu örneklik, Sünnet olarak idealize edilerek etrafında gelişen bilgi, kural ve kurumlar Müslümanların kendilerine has bir hukuk-ahlak düşünüş biçimi ve sistemi diyebileceğimiz fıkhı inşa etmelerinin önünü açmıştır. İslam tarihinde özgün bir fenomen olarak varlık bulan fıkhın tarihsel değeri ve özgünlüğünü kendi gerçekliği içinde takdir edebilmek için…
Fatih Hısım Kavramların ne şekilde tanımlandığı veya tasnif edildiği aynı zamanda o kavramlardan neşet eden fikir ve hareketleri de belirler. Farklı bir bağlamda ele alınan aynı kavram farklı sonuçlar doğurabilir. Aynı şekilde birbirine yakın gibi duran kavramlar mahiyetleri itibariyle tamamen zıt olabilir. Bunu aşmanın yolu kavramların neye tekabül ettiğini ve hangi bağlamda kullanıldığını netleştirmek ve…
Kağan Kahveci Gerçeklik belli ahlaki davranışları veya politik tutumları gerektirir mi, dayatır mı? Sorunun birçok çağrışımı var, ben şu çağrışımlarıyla düşüneceğim: Gerçekliğe, gerçekliğin belli bir bilgisine dayanarak “şu yapılmalı, bu yapılmamalı” gibi ifadeler kurulabilir mi? Mesela temellerini doğa bilimlerinde bulan “olgulara” dayanarak veya metafiziğin akılla ispat ettiği “hakikatlere” dayanarak belli etik veya politik yaptırımlar gerekçelendirilebilir…