Yazı Arşivi

09 Ekim 2017

İslam felsefesinde tarih tasavvuru ifadesi, ilk bakışta felsefeye yeterince aykırı görünür. Zira İslam felsefesi, en azından hâkim felsefi öğretileriyle Yeni Eflâtuncu Meşşâîliğin bir devamıdır. Bu gelenekte teorik ve pratik felsefi öğretilerin tarihsel bir kavrayışı amaçlanmaz. Fizikten metafiziğe bilginin ahlakıyla da donanarak yükselmesi beklenen filozofun felsefi kavram ve önermeleri, teorik seviyede kavraması amaçlanır. Fakat herhangi bir…

06 Ekim 2017

Catherine Malabou Alman İdealizmi” ismi metafiziğin Kantçı eleştiriden sonra geçirdiği değişim ve dönüşümü tanımlar. Esas kahramanı Hegel olan metafiziğin İdealizme dönüşme süreci yalnızca bir isim değişikliğinden fazlasıdır ve hem form hem içerik bakımından bütün bir alanın radikalleşmesini beraberinde getirmiştir. Bu radikal mutasyon Hegel’in sentetik a priori sentez ve a priori yargılara dair olan düşüncelerinde ortaya…

04 Ekim 2017

Lucian Hölscher Kendilerine “gelecek” konseptinin henüz üç yüz yıllık mazisi dahi olmadığı anlatılsa birçok insan bugün şaşıracaktır. O hâlde daha evvel insanlar geleceği nasıl düşündü diye kendilerine soracaklardır. Bir geleceğin var olduğu tasavvuru bizim için o kadar tabii ki, bir zamanlar geleceğin henüz mevcut olmadığı ihtimalini düşünemiyoruz bile. Öyle sanılıyor ki, daima insanların önlerinde aynı…

02 Ekim 2017

Sabah Ülkesi’nin önceki sayısında dinî düşüncede nübüvvetin merkezîliği üzerinde durmuştuk. O yazının bazı yönlerini ikmal, ikinci olarak dinî düşüncenin ana karakterine değinmek üzere vahiy bahsini -ortaya çıkardığı tartışmalar ekseninde- ele almak gerekti: Buradan hareketle vahyin İslam’da ortaya çıkan nazari geleneklerin şekillenmesindeki rolünü anlamaya çalışacağız. İslam vahiy merkezli bir din olduğuna göre ortaya çıkan nazari ihtilaflar…

30 Eylül 2017

Çıkardım tâ Hüseynîye biraz eyyâm-ı efgânı Muhayyer oldı vuslatda karâr Ol gitdi ben kaldım (Ebubekir Kânî/Mevlevî) “Peygamberimizin zevcesi Ümmü Seleme annemiz der ki: Resûlullah (s.a.v.) bir gün kaygılı ve üzüntülü olarak uyandı. Tekrar uyudu, sonra üzüntüyle tekrar uyandı. Avucunda kırmızı bir toprak bulunuyor ve onu öpüyordu. “Nedir bu?” diye sordum, “Cebrail Hüseyin’in Irak toprağında şehit…

22 Eylül 2017

Annem bayram yapıyor. Evin her yanına yayılmış bir neşeye vurup duruyoruz başımızı. Mahalledeki polislerden rahatsız olup çok sevdiği mahalleyi terk eden Mükerrem teyzenin öncülüğünde Beşevler’deki tüm eski arkadaşları iftara geliyorlar. Annem arı gibi çalışıyor. “Biz de Cuma’ya gidelim bari.” dedi babam. Kime laf çarptığını anlamadım. Böyle zamanlarda yaptığım gibi sessizce gülüverdim. Kapının önüne geldiğimizde dünden…

15 Eylül 2017

Vakıflar, Osmanlı şehirlerinin kurulması ve gelişmesinde son derece önemli bir rol üstlenmişlerdir. Hatta Osmanlı şehirlerinin bu vakıflar ile var olduklarını söylemek mümkündür. Hayırsever varlıklı kimselerin kurmuş oldukları vakıflar şehir hayatı için gerekli altyapının oluşumunu sağlamışlardır. Vakıf yapıları olarak bina edilen han, kervansaray, bedesten, çarşı ve dükkânlar iktisadi ve ticari faaliyetlerin geliştiği mekânlardır. Cami, mescit, tekke…

11 Eylül 2017

“Gel canım, buyur! Hoş geldin!” Kimi sevenlerinin hatıralarında tam yedi yıldan beri hâlâ kalplerine ulaşan o gür Dâvûdî güzel sesin capcanlılığı, asil ve kalender bir şahsiyetin her zamanki emin bir liman gibi daveti; sanki emr-i Hakk vaki olmamışcasına kısa bir süre huzur ve sakinlik dağıtıyor ama hemen sonra mahsunluk ve hüzün… Yaşıyor olsaydı; güncel konularda…

08 Eylül 2017

İslam dininin bir mükellefiyet, bir de muhabbet yönü vardır. Mükellefiyetlerle fakihler ve din âlimleri ilgilenirken muhabbet yönüyle tasavvuf ehli alakadar olur. Muhabbetin izharı için tasavvuf hayatında sanat önemli bir araçtır. Mutasavvıflar Hakk’ın yolunda aşka meyyal gönülleri tuzağa düşürmek için özellikle şiir ve musikiyle uğraşmışlar. Bunun bilinciyle bütün tarikatlar zikrullahta şiir ve musiki dışında giyim kuşamı,…

04 Eylül 2017

Geçen sayıdaki yazımızda tasavvuf kozmolojisinin temel ilkelerini ele aldıktan sonra sufilerin âlemin yaratılışı, mahlukat arasındaki sıra düzeni ve insanın âlemdeki yeri ile ilgili görüşlerini bu sayıda işleyeceğimizi belirtmiş idik. Öncelikle vahdet-i vücutçu sufilerin yaratma ile ilgili teorilerini ele alalım. Âlemin Yaratılması Âlemin yaratılması hususundaki teoriler bağlamında İslam düşünce geleneğini incelediğimizde bu teorileri iki ana grup…