Yazı Arşivi

24 Mayıs 2017

Bu dizeler, İslam mistisizminin belki de en önemli siması, tüm gelenekler içinde en sıra dışı, manevi yazarlardan biri; Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin ya da kısaca, meşhur lakabıyla “Şeyh-i Ekber’in” ünlü şiirden alıntıdır. İbnü’l-Arabî bu yıl, vefatının 800. yılında anıldı. Bugün güneybatı İspanya’da bulunan Murcia’da doğan İbnü’l-Arabî bu dünyadaki geçici ikametini 22 Rebîülahir 638’de, Şam’da noktaladı; ardında binlerce…

19 Mayıs 2017

Son günlerde dünya çapında, özellikle Avrupa ve Birleşik Devletler’de ulusçu hareketlerin kaygı veren yükselişi, ulusçuluğun yapısı ve ortaya çıkış nedenleri üzerine tartışmaları hareketlendirdi. Donald Trump’ın 2016 Amerikan başkanlığı seçimindeki beklenmedik zaferi, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’ndeki geleceği hakkındaki halk oylamasının birlikten ayrılma kararı ile sonuçlanması, bazı Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı partilerin hızla çoğalması gibi olaylar yorumcuları…

17 Mayıs 2017

İster kutsal bir köken iddiasına sahip dinlerin, isterse böyle bir iddiaya sahip olmayan felsefe ve müspet bilimler gibi entelektüel geleneklerin insandan bağımsız olarak var olan dış dünyayı ya da insan tarafından üretilen sosyal ve kültürel yapılar, tarih ve siyaset gibi unsurlar hakkındaki açıklamalarını anlamak, öncelikle bu entelektüel geleneklerin âlem tasavvurunu, yani kozmolojilerini bilmekle yakından irtibatlıdır….

14 Mayıs 2017

İnsanoğlu tarih boyunca iki hususu anlamakta zorlanırken, iki hususu talep etmekten de geri durmamıştır. Anlamakta zorlandıkları iki husus, gördükleriyle yetinmeleri ve daha çabuk ikna olmaları dolayısıyla görmedikleri, dokunamadıkları ve sesini bizzat duymadıklarına inanmak hususunda zorlanmışlardır. Dün bunu dile getirenler Hz. Musa’ya, “Allah’ı bize apaçık göstermedikçe biz sana asla inanmayız.” (Bakara suresi, 2:55), “Bize Allah’ı apaçık…

12 Mayıs 2017

Osmanlı’da II. Meşrutiyet’in ilanından Cumhuriyet’in kuruluşuna değin oldukça çalkantılı tarihsel süreçte dergi ve gazetecilik alanında pek çok yeni teşebbüs ortaya konulmuştur. Bunlardan birisi de tasavvufa dair müstakil dergicilik faaliyetleridir. Bu tarihsel kesitte yayımlanan tasavvuf dergileri şunlardır: Cerîde-i Sûfiyye, Tasavvuf, Muhibbân, Hikmet ve Mihrâb. Aralarında en uzun ömürlüsü Cerîde-i Sûfiyye olmuştur (1909-1919). 19 Mart 1909’da yayın…

05 Mayıs 2017

İlk İslam filozofu Kindî (ö. 866), İlk Felsefe Üzerine adlı eserinin hemen başında sebep-sonuç arasındaki zorunlu ilişki kabul edilmeden güvenilir bir bilgi elde edilemeyeceğini; daha doğrusu sebebini bilmediğimiz bir şeyi kesin olarak bildiğimizi iddia edemeyeceğimizi dile getirir. O, sebeplilik ilişkisinin zorunlu olduğunu savunmuş ve Aristotelesçi bir yaklaşımla sebep-sonuç halkasının teselsüle düşmeyecek şekilde, kendisi bir sebebe…

28 Nisan 2017

Türklerin İslam’la tanışma süreçlerinde bi’l-kuvve olarak taşıdıkları imkânlar ile vahdet-i vücut metafizik-kozmolojik yorumunu benimsemeleri sonucunda tarih sahnesinde önlerine açılan sayfalar üzerinde uzun uzun düşünmek gerekir. Kendini ilâhî olan ile irtibatlı gören ve özellikle de eylediklerini Tanrı adına eyleyen bir inancın, göçebe ölçekten âleme kıvam verici, operatif, inşacı, icracı kudret ve zihniyete nasıl ulaştığı, cevabı aranılacak…

26 Nisan 2017

İnsanın konuşan bir varlık olduğu fikri kadim zamanlardan beri tekrarlana gelmiştir. Politika adlı kitabının meşhur pasajında “Dil sahibi olan tek [hayvan] insandır.”1 diyen Aristoteles belki de bu fikri insan anlayışının temeline koyan ilk kişiydi. Ancak bu tanımdaki “dil” ibaresi muğlak kalmıştır, zira Yunan filozofun “dil sahibi hayvan’’ ibaresinin Latince çevirisinde “rasyonel hayvan”a dönüşmesi, konuşma gibi…

21 Nisan 2017

Hristiyan Tanrı anlayışı iki temel dogmaya dayanır. Bunlardan ilki; Tanrı’nın bir olduğu, diğeri ise; Mesih İsa’nın bir insan doğasında Tanrı ile birleşmiş olduğudur. Tanrı’nın mutlak birliğine yönelik ilk dogma Hristiyanlığa, sahip olduğu Yahudi mirasından ve Hristiyanlığın Yahudi kutsal kitaplarındaki kaynağından gelir. Bundan sıklıkla tektanrıcılık diye söz edilir ve bu, tüm İbrani dinlerde ortak olan, temel…

19 Nisan 2017

İlk olarak felsefe, edebiyat ve sanat arasındaki ilişkiyle başlamak istiyorum. Çok yaygın bir ayrım yapılır, felsefe akla, sanat hisse hitap eder diye (ki aynı zamanda buna yönelik birçok eleştiri de zikredilebilir çağdaş düşüncede). Bir edebi eser, felsefe kitabı değildir, fakat felsefeden de muaf değildir. Özellikle, sizin eserlerinizde zaman zaman ikisinin birbirine girdiği, bazen bunların birbirini…