Yazı Arşivi
Amina Şiljak Jesenkoviç 1965 yılında Saraybosna’da dünyaya geldi. Saraybosna Üniversitesi Felsefe Fakültesinin Şarkiyat Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde ‘‘Türkçe ve Boşnakça Deyim Hazinesi Üzerine’’ adlı teziyle yüksek lisans derecesi aldı. Osmanlı Dönemi Boşnak Divan Edebiyatı alanında doktora yaptı. Şiljak, edebiyat araştırmaları için bir alt yapı oluşturması amacıyla dilbilgisi araştırmalarına özellikle ağırlık vermektedir. Türkçe’den Boşnakça’ya yaptığı…
Kayalar ve mağaralar diyarında bir sabah vakti… Karanlık ile aydınlık arası bir mavi… Kendini bulmanın vakti gibi… Bir adam mağaradan çıkıp yukarılara doğru koşuyor ve arkasından genç birisi koşup “Yusuf… Dur!” diye bağırıyor. Yusuf “Bırakın peşimi… Bıktım sizin uykunuzu uyumaktan.” diye cevap veriyor. Zirveye tırmanan Yusuf yeşil ve uzun otların arasından geçip, boş bir kapıdan…
İLK MUTASAVVIFLAR “Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir, lakin Allah’ın resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzâb sûresi) Yukarıdaki ayette de bildirildiği üzere, Hz. Peygamber “Hatem’ül Enbiya” yani son peygamberdir. Kendilerinin hayatta olduğu asra Asr-ı Saadet denilmiş ve maalesef vefatının üzerinden henüz bir asır dahi geçmeden, İslam âlemi birçok nifak ve cinayete…
Yıllar evvel Viyana Merkez Mezarlığı’nın kayıtlarında araştırma yaparken tesadüf etmiştim bu ilginç isme ve bir anlam verememiştim. Ne arıyordu bir Müslüman ismi Hristiyan mezarlığında? Üstelik her hâlinden sufi bir kişiliğe, hatta kimliğe işaret eden bir isim. Yanılmıyorsam – ne yazık ki o kayda bir daha denk gelemedim!- sözkonusu zaman dilimi 19. yüzyıldı, işaret ettiği şahıs…
Akvem’ül–Mesalik fi Marifeti Ahval’ül-Memalik Ondokuzuncu yüzyılda Batı’da hız kazanan ve bütün dünyayı etkisi altına alan modernleşme hareketleri İslam dünyasını da etkilemişti. Başta Mısır ve Osmanlı olmak üzere pek çok devlet öncelikle askeri ve idari alanlarda yaptıkları ıslah çalışmalarıyla bu harekete eklemlenmeye çalıştılar. İslam dünyasında modernleşme hareketinin gerekliliği yolunda halkı ve devleti ikna etme görevi ise…
Prof. Dr. Şerif Mardin 1927 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nde başladığı orta öğrenimini ABD’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü mezuniyetinden sonra Johns Hopkins, Columbia, California, Oxford ve Boğaziçi gibi seçkin üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Hâlen Sabancı Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdüren ve tüm meşguliyetlerine rağmen söyleşi teklifimizi reddetmeyen Mardin ile Batı’ya ‘‘çarpık’’ bakışımız üzerine…
Oksidentalizm kavramıyla ilgili olarak bugüne kadar ortaya konan çalışmalar incelendiğinde, bu kavramın “Doğu’nun kendi çıkarları doğrultusunda yaptığı Batı incelemesi”, “Batı düşmanlığı” yahut “Batılılar gibi olmak için neler yapılması gerektiği sorusuna cevap aramak” şeklinde özetlenebilecek üç ayrı anlam kategorisi ürettiği söylenebilir. Ancak uluslararası literatürde yakın zamanlarda dolaşıma giren bu kavram, zihinsel karşılıkları bakımından henüz “Oryantalizim” kadar…
Sinema her zaman sadece bireyler değil, uluslar için de “öteki” olanın resmedilmesine olanak sağlayan bir sanat formu olarak, ulusların “öteki” üzerinden kendi milli kimliklerini tanımlama ve milliyetçi söylemlerini aktarmasında önemli bir araç olmuştur. İçinde var edildiği kültürün dışındaki kültürleri temsil ediş tercihiyle, izleyicisinin “biz” ve “onlar” algısını şekillendirmekte önemli rol oynayan sinema, bu algıyı şekillendirmekle…
1939 doğumlu olan Avishai Margalit, Kudüs İbrani Üniversitesi’nde Emeritus Profesör unvanıyla akademik çalışmalarını sürdürmekte, ayrıca Princeton’daki Institute for Advanced Study’de felsefe profesörlüğü görevine devam etmektedir. Prof. Margalit, 2001 Spinoza Lens Ödülü ve 2007 Emet ödülü sahibidir. Ian Buruma ile birlikte kaleme aldıkları Occidentalism: The West in the Eyes of Its Enemies (Garbiyatçılık: Düşmanlarının Gözünde Batı)…
“Hristiyanlar Arap romansları ve şiirlerini okumayı seviyorlar; onları çürütmek için değil düzgün ve fasih bir Arapça’ya sahip olmak için Arap ilahiyatçılarını ve filozoflarını öğreniyorlar. Kitab-ı Mukaddes’in Latince yorumlarını okuyan ya da İncil’i, resulleri, havarileri inceleyen halk nerede? Heyhat! Bütün yetenekli Hristiyan gençler büyük bir coşkuyla Arap kitaplarını okuyup, talim ediyorlar; Hristiyan edebiyatını dikkate değer bulmayarak…